Bulmalı bir yolunu yalınlığın
Sarılmalı bir ihtimale
Sırılsıklam aşık olmalı yağmurun sağanağında
Üşüyorum derken titrememeli ellerin
Göstermemelisin acizliğini
Başıboşluğu tatmalı
Hatırlamak bırakılanları mazide
Ne kadar kolay geçmişle boğuşmak
Bir kenara bırakmak olmamışcasına
Ne kadar kolay karanlıklara boğmak
Her anıya gülerek bakmak utanmadan
bende olmadığım kadar sendeyim
seninle olmadığım anlar
ben kendimde değilim
yatağında rüyarın içindesin
ama ben senin rüyanda değilim
bir ara sokakta sessiz bir anda arkamda hissettim onu.
yalnızlık korkutmaz beni garip sesler, karanlık ya da soğuk.
ama bu kez ürperdim.
biraz uzun biraz zayıf bir beden sessiz nefes.
döndüm zifiri bir yüz, dilsiz bir ses, hareketsiz bir his.
sormadım kimsin diye sokuldum yanına ölece sualsiz.
bir tüccarın kervanında yüküm
elden ele geçmiş eskimiş yüzüm,
satılmış, alınmış kimsesiz
bir kimseyim.
bir zenginin kapısında dilenciyim
bir gece, yakaladım en kuytusunda karanlığın
ve ben o karanlıkta bir inatla denedim,
güneşin ve yağmurun olmadığı bir yerde
gökkuşağını yakalamayı
biraz sarı vardı görünürde,
bütün hayatın şimdi ıssız bir vadide sağanak bir yağmurun altında perişan. susuzluğun geçtikçe, yalnızlığın seni daha çok sıkıştırmakta. içinde bulunduğun acizliğin seni perişan etmekte çırpınman ölümünü yakın kılmakta. uykun yarıda kalıyor korkuların artıyor ve sen şimdi bir yabancıya dahi olsa muhtaçsın.
tenin yatağını ısıtmıyorsa birde yastığın boynuna vurulmuş bir pranga gibi ağırlaşıyorsa, rüyaların kalmıyor kabusların sıklaşıyorsa sen şimdi bir karabasana aşıksın.
satırlarında bende olayım demiştin ya
bir araya gelsek senle ben
soyunup konuşurduk demiştin ya
ben ruhumu çıplak bıraktım sana
dokunamam derken sarmıştın ya
önce ihanetin kralını yapacaksın dönüp sırtını gideceksin sorumlusu olarak beni göstereceksin hepsinin üstüne ukalaca geçip fiyaka atacaksın.
bu kadar şeyin üstüne birde dedikodumu yapacaksın, sen nasıl aşktan hikayeler anlatıp akıl hocalığı yapıyorsun. duydum hikayeni baş kahraman sen olmuşsun. kötülerle savaşmış cadıları devleri yenmişsin. bir de bindiğin bineğin adını sevgili koymuşsun. heryere onu koşturmuş onu sürmüşsün. azat etmeyi kendine görev bilmiş sanki onu kendine mahkummuş gibi anlatmışsın.
sen kimsin de kahramlık taslıyor sen kimsin de aşk masalları yazıyorsun. sırtında taşıdı seni o adam. elinde ipleri var diye idam sehbasını kurma hakkını nerden buldun kendin de. asıldığını gösteriye çevirmek için nasıl topladın bu soysuz kalabalığı.
sen benim gördüğüm en korkak kahraman sen benim gördüğüm en saygısız yazar, kibirinden sarhoş olmuş dilsiz kefere.
bozuldu ağzım bu gece savruldun sen şimdi yaz bakalım hikayeni kim kral kim soytarı...
yazmak için bu aralar çok düşünmüyordum...
acıya odaklanıyorum, diş ağrım oluyor fazlası değil,
sevinçler arıyorum, dipsiz kuyularda kahkahalarım.
biraz gürültü istiyorum,
akreple yelkovanın yarışından çıkan nefes alış verişi
rüyalar görüyorum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!