Yıldızlar yağıyordu üzerimize
Derin çukurlar açılıyordu yeryüzünde
Biz korkusuz süvariler!
Ellerimiz kenetli…
Mavi yeleli atlarımızla,
Dört nala gidiyorduk ölümün üzerine
Elma şekeri kırmızısı yanaklarıma ne de yakışırdı pembe fırfırlı elbisem,.kızardı annem kış ortasında bile o elbiseyi giymek istememe…anlamazdı ki düşlerime en çok yakışan o elbiseydi…kimse görmezdi gözlerimdeki yıldızları,saklardım. bir de kıvırcık saçlarıma bağladığım umutlarımdan haberi yoktu kimsenin.kendim tatardım saçlarımı düşmesin hiç biri diye…ağaçlara tırmanırken kurardım en sevdiğim hayallerimi.o yüzden düştüğümde acımazdı kanayan dizlerim.ağlamazdım.…azdı küçük avuçlarıma sığdırabildiklerim ama yüreğimdeki ülkeleri kimsenin keşfetmeye gücü yetmezdi…o pembe elbiseyle kimsenin bilmediği kaç ülkenin prensesiydim ben…
En zengindim,en güzeldim,en mutluydum,en sevilendim,en özgürdüm…bütün enlere sahiptim işte…anlamazdım savaşları,katliamları en büyük kavgam annemin beni erken yatırmaya çalışmasıydı…bir de babamın istediğim ayakkabıyı almadığında kulakları tırmalayan sesimle dükkanı başına yıkmamdı…
Tek başıma açabildiğimde evin demir kapısını benimdi artık hayat… toz toprak içindeydi üstüm başım ellerim kirliydi.babam sokakta bana rastladığında kızardı “şu saçlarında olmasa kimse anlamayacak kız çocuğu olduğunu” diye… ona kötü kötü bakar evden kaçma hesapları yapardım şimdiki aksiyon filmlerine taş çıkartacak…
Sen gittin…
Mabedim oldu isyan kuyularım.
Zaman dikenli tel etrafımda.
Ben çabaladıkça o kanatıyor.
kırık dökük yanlarım.
Umutlarım yaralı
sana ne!
kırışmış hüzünlerimden-
kim miyim?
fakir şehirlerin
umut zenginiyim...
Bir vardı bir yoktu
evvel zamandı…
Alnı kınalı gelinlerin
duvağından sızardı ay ışığı
Sen gittin…Mabedim oldu isyan kuyularım.
Zaman dikenli tel etrafımda.
Ben çabaladıkça o kanatıyor.
kırık dökük yanlarım.
Umutlarım yaralı
Düşlerim sürgün.
Güneş gecenin kuyusunu kazarken,
Düşünü yağmura batırıp dilek tutmuş annem
Ondanmış gözlerimin ela oluşu…
Kuru sıkı ağlayışımla vurduğum annem
ellerini yüzüme dikip
Anladım…
hayat tutmuyordu verdiği
hiç bir sözü…
bıktım bu şehrin bana bağırıp durma...sından
kaldırımlara düşen soluk yüzlerden
sessiz olun!
sesler sallanıyor...
kuşlar düşecek...
gecenin ipinde sallanırken
Muhterem Bayan,
siirlerinizi ve tüm yorumlari okudum, acizane bir iki siirinize ben de yorum yaptim.
Ben siirin fantazi olsun, sirf sanat olsun diye yazilmamasi taraftariyim. Inaniyorum ki, Sizin siirleriniz hakikatlidir. Peygamberimiz'in (sav) 'Yalanin sakasini dahi yapmayiniz.' düstur ...