Kadın, adama git diyordu. Git ve arkana bakma...
Seni hayata bağlayacak sebeplerin var, bırakma onları...
Beni düşünme diyordu kadın, her nasılsa başa çıkabilirim...
Başa çıkamayacağını biliyordu oysa!
Sevginin gücüne inanmıştı hep, yine inanmak istiyordu...
Kaçtıkça çoğalıyor, çoğaldıkça düşüyordu kendinden...
Bu gece öyle ağırım ki kendime; nefes almaya çalışmak bile işkence... Düşünmek istiyorum bir sevdanın kıyısında dolaşırken, az biraz da ağlamak. Ama oldum olası düşünürken ağlayamam ben ağlarken düşünemediğim gibi; ya da hiç bir şey düşünememek gibi...
İçinde bulunduğum durumu hangi sözcükler tanımlayabilir ki: Gülüyorum kendime, bu belki de bir durumsuzluk örneğidir; öfke doluyum, yalnızım, işsizim ve yorgunum... Zihnimin yorgunluğu altında eziliyor bedenim. Hayallerim, umutlarım, sevmelerim... İçimdeki çocuğa dair ne varsa büyütmek istediğim üşüyor azalıyor bu gece... Çok sevdiğim mavi bile renksizliğe teslim olmaya hazır. Odamdaki papatyaların kokusunu duyamıyorum, dilimde bir türkü ezgisini hatırlayamıyorum. Sevdiğim şairlerin o çok sevdiğim dizeleri yok belleğimde.
Sadece bir keman sesi duymak istiyorum uzaktan ve çok derinlerden gelen... Tınısı uçurum...
Geçen yıl bu tarihti yine sevgilim, senle yaşlanmak istiyorum deyip evlenme teklif ettiğin günün ardından tam bir yıl geçti. Oysa sen benden önce biliyordun hiçbir zaman ikimize ait bir hayatın olmayacağını. Ben beraber yürüyoruz sanıyordum çıktığımız o sevda yolunda, meğer tek başına yürürmüşüm de hiç farkında değilmişim...
Ya şimdi, şimdi nerdesin sevdiğim adam; sende hatırlıyor musun birlikte düşlediğimiz hayalleri? Hani bahçe içinde bir evimiz olacaktı sahil kasabasında. Sabahları erkenden balığa çıkacaktık. Akşamüzeri mangal yapacaktık bahçenin bir köşesinde....Tuttuğumuz balıklar meze olacaktı rakımıza. Hala ızgara teline yapıştırıyor musun balıkları? Hep yapıştırırdın, parçalardın pişirirken. Sen ızgara yaparken ben salata yapacaktım bahçemizde kendi ellerimizle yetiştirdiğimiz domateslerden...
Sebze yetiştirmeyi hala çok seviyorum. Sen gideli balkonumuzda sardunyalar kurudu ama şimdilerde lale ektim saksılara, birazda soğan... Sen hiç gitmemişsin gibi devam ediyorum hayatıma, hala bıraktığın yerdeyim... İlk zamanlar çok zordu hiç kapanmayacak sanıyor insan yaralarını, ama alışıyor acıya da kanıksıyor yürek zamanla....Hala aynı hayalleri kuruyorum; tabi artık sensiz ve birde Elif yok artık hayallerimin içinde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!