Az sonra zincirleri kıracağım
Yüzüm soğuk kalbimde çoşku
Koşacağım
Kimbilir hangi yalanlarla süslenecek sözlerim
Belki de her şey yalan
Yalnız sana geldiğim gerçek
Öğlendi
Denizin nefesiydi okşayan beni
Başımın üzerinde volta atıyordu bulutlar
Kollarımın arkasında bir çift kanat mutluluktan
Görünmez
İster Adem olsun ister Adam olsun karşıda duran adam
Esaretin birinin bittiği yerde diğeri başlıyor
Babamınkinden kurtulsam anneminki
Onlardan kurtulsam yüreğiminki
Biri bitse diğeri başlıyor
Hiç duygulu olmak istemedim
Ortalığa koyu bir karanlık çökmüş
Güneş erken batmış, ay sönük
Ve sonsuz bir karanlık
Yürüyor iki genç yanyana
De ki kafaları tütsülemişler biraz
Belki dünyada küçücük bir noktaydı
Ama benim umurumdaydı
Gitti
Açmazlar ve korkular bıraktı geride
Ve üç mutsuz insan
Doğum, ölüm hepsi kuru gürültü
İyi anlarımı hatırlıyorum
Dudağımda buruk bir gülüş
Onsekizime girmemişken
Altmışımda gibi
Çok oldu uzanıp anılarımın üzerine yattığım
Everest'in tepesinde kar tanesi ol gülüm
El değmemiş olduğunu bilmeliyim
Ve hep o pınar gibi çağla
Ki kana kana içmeyi dileyeyim
Sen uzaklaş benden
Ben ırmak ırmak sana geleyim
Bulut bulut yoğunlaştık aydınlığın önüne
Sedef gözlerimizde billur yaşlar
Ne öp beni, ne reddet sevgimi
Yeneceğim, yeneceğim kara gözlerini
Yeryüzündeki son ağaç olsaydım eğer
Kollarım gücünü yitirmiş sarkmış
Yine de güzellenirdim sizin için
Yasını tutacak olsam da erken gelen güzün
Yeryüzündeki son ağaç olsaydım eğer
Yaşa sevgini küçüğüm
O sebebidir varlığın
Ve uçuran kanatların
Nefretin elleri kısır
Aç köpek gibi ısırır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!