Sensizlik, çaresizlik
Ve elbetteki aşk.
Kenarlar eşit,
Toplam açı 180.
Gel de çık şimdi işin içinden
Çıkabilirsen…
Gözlerim dalıp gidiyor
Düşten öte, garip bir yere.
Ama nasıl anlatayım ki orasını
Küçük, aciz kelimelerimle…
Eskiden, uzun yılar önce,
Yani, pişirilen ekmeğin kokusu, her adımda titreyen,
Küçük evlerde yayılırken,
Ve de çocuklar parayı sadece
Bayram sabahlarında görebilirken,
Hayat ne de garipmiş,
Küçük çocuk banktan düşerdi
Aç ve hasta
Soğuk bir bankta uyurken.
Oysa çocuklar düşmezler asla
Anne babalarının ortasında yatarken…
Benim beyaz güvercinim,
Özgürce uçardı yeşil dünya üstünde.
Mavi gözleri hep gülerdi
Mutluluğu gördüğünde.
Ama kendini bilmezin biri
-anılmaya değmez ismi-
Kapıyı araladım,
Bilirim, sürprizleri seversin
Belki birden gelirsin diye
Kapıyı araladım,
Açtım tüm perdelerini camların
Burada olduğumu bilesin diye
Ayrıldığımız gecenin,
O nemli, buğulu, hıçkırıklı gecenin
Üstünden çok zaman geçti
Nice boğucu geceleri yaşadım sensiz
Ve de nice sabahları uyanmaya niyetsiz
Beyaz takvim sayfaları gözlerimin önünde uçtular
Giderken, ayrılırken minik şehrimizden
Haber bile vermeden,
Yani terk ederken-istemeden- sevgimizi,
Yanıma bavullarımı aldım
Birde seni.
Hoş sen zaten hep yanımdaydın.
Hepimiz birer su damlası değil miyiz?
Akıntısına kapıldığımız bu hayat nehrinde
Bazen bu nehir öyle coşkun akıyor ki,
Başımız dönüyor, afallıyoruz.
Bazense olabildiğine durgun,
Sıkılıyoruz.
Karşı koyabilmek
Gelen bir aşka, yürekle,
Kayıtsız kalmak kadar zordur
Bir bebeğin gülücüğüne.
bu şiirlerindkileri gerçekten yaşadın mı yani bunlar havadan gelen sözler mi yoksa gerçekten seninle birlikte mş ortaya çıktılar? ? ?