Geziyor,
Şair ceketli adam, geziyor ve yazıyor.
Zor tırmanır Çamlıca’ ya,
Çamlıca kıyamda.
Atsa adımını iner Paşakapısına,
Nuh kuyusu, Doğancılar rükûda.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şair ceketli adamın sermayesi ne ola?
Bırak ceketini son cemaat yeri o avluya
Giyerse biri o da kendini şair sana
Gezinsin o da biraz söz sata sata.
Şiirinizi beğendim; kutlarım... İstanbul kokularını duymak, bir başka güzeldi... 10 puan... Antolojime... Sevgiyle...
İatanbul un semtlerini kıyamda, rükuda, secdede
okumak ne kadar anlamlı...
Harikaaa...Hele de final...son derece espritüel..Beğenilerimle + 10
Şair ceketli adamın sermayesi ne ola?
Bırak ceketini son cemaat yeri o avluya
Giyerse biri o da kendini şair sana
Gezinsin o da biraz söz sata sata.
KUTALARIM ŞAİRİ...
YÜREĞİNİZE SAĞLIK....
SAYGILAR..
şiir
duygudur
düşüncedir
yoldur
yolcudur
kimi de hancıdır
seslenir içten içe..
ve bazı şairler bunu okuyucuya ısrarla tekrarlar ki bu aktarım tarzı, şiirden çok kolay kopmamızı sağlar. ama bazı kalemler de var ki o sesi usulca dışarıya akıtır. ve biz şiire dalmışken bir de bakarız ki ayaklarımız aynı suda...
içten teşekkür ve tebriklerimle şair...
Şair ceketli adamın sermayesi ne ola?
Bırak ceketini son cemaat yeri o avluya
Giyerse biri o da kendini şair sana
Gezinsin o da biraz söz sata sata.
Kutlarım usta kalemi.İnce ince işlemişsiniz,...anlayanlara...saygılarımla .kaleminiz daim olsun.
Şair ceketli adamın sermayesi ne ola?
Bırak ceketini son cemaat yeri o avluya
Giyerse biri o da kendini şair sana
Gezinsin o da biraz söz sata sata.
Gerçekler dile gelmiş. Tebrikler bu yürek sesine.
Her kişide olur sitem, er kişide ne ola?
Biliriz haddi bir secde yeter fakir fukaraya.
gönlünüzden dökülen nameler. güzel üstadım..
Teşekkürler.
Ah, ah yetişemedim Süleymaniye tahiyyatta,
Eskimiş dizleri otura otura,
Secde izleri görünür kubbesinin alnında,
Şimdi selam verir sağına-soluna.
Duygularınızın yoğunlaştığı bir anda dizelere döktüğünüz güzel şiirinizi okurken büyük keyf aldım.Yüreğinize sağlık
Anlam dolu ve çok güzel bir anlatım...
okumasına doyulmayan dizeler.
kutluyorum..................halilşakir
anlamlı çalışmanızı tebrik ederim abdulkadir bey.selam ve dua ile.
Bu şiir ile ilgili 62 tane yorum bulunmakta