Ne bir ses, ne bir hece
Meraklardayım yine
Durgunlaştı benim gibi
Söğüt ağacı bile!
Karanlık kuyulara düşürme beni
Vurgunlardayım yine.
Çığlıkların yırtar kulaklarımı
Zamanın acımasızca
Gülümseyen penceresinde
Siler götürür anıları...
İzi kalır gönlümde
Nedenleri ve niçinleriyle!
Her gün aydığında,
Sana;
Her “Günaydın! ' dediğimde..
Bir sabah güneşinin aydınlığını görüyorum,
Gülümseyen o sevgi dolu gözlerinde,
Sana;
Sonunda...
İnsan denen erdemin içinde taşıdığı “ruh’un” varlığını kavradım…
Yolumu çizdim artık …
Biraz da,
Herkesin içinde taşıdığı, ama sesini dinlemediği farkındalık! …
Günler geçiyor artık
Sessiz ve derinden..
Yaşamın da bir anlamı kalmadı sanki! ..
Ah! İlk kez aklımdan ölümüm geçer…
Ben ki, dağları yerinden oynatan,
Hınzır bir gülümsemenin eşliğinde
Merak ettirmek istenci sardı içimi birden...
Bu istence boyun eğdin sen!
Sığırcıkların ilk yaz sevinciyle,
Yabanıl şarkılarla gel,
Güz vakti..
İşte yine bir sonbahar geldi,
Düşler mevsimi sonbahar!
Eteklerinde sarı yapraklar,
Bacalarda tüten nazlı dumanlar,
Uzun uzun yazdığın mektubunu
Şu ana değin iki kez okudum
Tüm satırlarında dolandım durdum
Beklemedesin...biliyorum
Onca yoğun duygu sarmalını
ateş yakar,
su öldürürmüş adamı!
ben sevdalar denizinde boğuldum
ateşinle
yanmışım
Biz seninle bir dağ yamacında
Açan sarı lalelerdik
Hüzünler, ayrılıklar üstüne
Sevda türküleri söylerdik
Biz seninle bir dağ yamacında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!