Şair, Araştırmacı Gazeteci, Yazar ve Fot ...

Münevver Düver
436

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Şair, Araştırmacı Gazeteci, Yazar ve Fotoğraf Sanatçısı Münevver DÜVER ile Söyleşi..(Videosu)

Şair, Araştırmacı Gazeteci, Yazar ve Fotoğraf Sanatçısı Münevver DÜVER ile Söyleşi..

''Geçimlerini temin etmek için değişik alanlarda mühendis, kuyumcu, doktor, gazeteci, berber, marangoz, ressam, fırıncı ve kasap gibi ünvanlarla çalışsalar da çocuk yaşlardan beri şairlik mesleğini tercih ederek yaşamları boyunca şairlik mesleğinin gereğini yerine getirmek için iç dünyalarını, ilham kaynaklarını, fikir ve eylemlerini şiirlerle aksettirerek kendilerini kanıtlamak isteyenler ünvanlarının başına en başına Şair kelimesini ekleme sorumluluğunu hissediyorlar, hissedecekler..'' diyen Şüsiyad Başkanı Hikmet Okuyar'ın söylemleri kulaklarımızda çınlarken Toroslar'ın eteklerinde Çukurova düzleminde Adana caddelerinde şiir etkinlileriyle ünü yankılanan Münevver Düver'i Zirve'de bulduk ve birkaç soruda yoğunlaşarak Şiir ağırlkıklı bir söyleşi yapmak istedik.
Yılların deneyimli ustası ile şiir dostlarını bilgilendirme adına bir kaç saatliğine de olsa şiir güzelliğinde beraber olduk.
Biz Sorduk Münever Düver Cevap verdi.Türk kahvesi lezzetinde şiir coşkusu içinde konuştuk söyleştik..


1-Sayın Münevver Düver, kaç yıl oldu uğraşınız?

Çocukluk yıllarından beri şiirle iç içeyim aslında. İlkokula gidip okuma yazma öğrendiğimde başladım şiir yazmaya. Annem, bir şeker bayramında babamın bizleri götürdüğü lokantada, üstü başı perişan çocukların şeker isterken ki hallerine çok üzüldüğümde peçete üzerine ağlayarak yazdığım şiiri çantasına koymuştu. Sonradan çıkarıp verdiğindeki sevincimi hala hatırlıyorum. Sanki dünyanın en pahalı mücevherini bulmuştum. Sonraki yıllarda da şiirle asla ilgimi kesmedim. Yazmaya devam ettim. Bugünlere kadar geldim.

Çocuklar Var
Çocuklar var tarlalarda doğan
Çocuklar var taşlıklarda uyuyan
Çocuklar var
Çocuklar var ipek yastıklar da büyüyen
Çocuklar var ana yüzü görmeyen
Ve çocuklar var doğmadan ölen
Uçurtmaya balona hasret kalan
01/05/1977- Belen/iskenderu

2. Bugüne kadar kaç kitap yayımladınız?
Yazdığım şiirlerin sayısını binlerle telaffuz edebiliriz. Bunların bir kısmını geçtiğimiz yıllarda kitaplaştırdım. Bugüne kadar, biri ikinci baskısı yapılan beş şiir kitabım yayımlandı. Üstelik 2005 yılının Aralık ayında beş şiir kitabımı birden bastırıp, şiir severlerin beğenisine sundum. Bu durum, değil Türkiye'de, dünyada bile bir ilktir. Ayrıca 2006 Aralık ayında bir de tiyatro oyunumu kitaplaştırdım. 25 civarında kitabımda yayına hazır, basılmayı beklemektedir.
Genelde edebiyat, özelde şiir için verdiğim emeğin karşılığını edebiyat severlerin gösterdiği ilgiyle fazlasıyla alıyorum. Bu bağlamda, çok değişik kurum, kuruluşlardan sayısını bilemediğim kadar çok plaket ve ödül aldım. Bu durum, haliyle her şairin olduğu gibi benimde üretkenliğimi olumlu yönde etkilemektedir.
En son, bu yıl içerisinde ' Türkiye Sevdası Projesi' kapsamında 'Türkiye Sevdası 2007 Hikmet Okuyar Kültür Sanat Ödülü'ne layık görüldüm. Sayısız ödül almama karşılık, bu ödülün ben de ayrı bir yeri bulunmakta.

3. 25 civarında yeni kitap yolda dediniz. Nedir bu kitaplar, Konuları nelerdir?
Sadece edebiyatla ilgili değil yayına hazır olan kitaplarım. Bir çok konudaki araştırmalarımı da kapsamaktadır. Mesela, 'Eski Türk inancı: Şamanizm' adlı eserim, Türk Kültürünün temelini oluşturan Şamanizm hakkında geniş kapsamlı bir araştırma kitabıdır.
'Adı Zenginliğinde Gizli Adana' eserim, doğup büyüdüğüm Adana'yı geçmişten geleceğe taşıyan bir eser.
'Bir Milletin Yok Ediliş Fermanı Çeçenistan', Çeçen halkının dramını dile getirmektedir.
'Kıl Çadırdan İmparatorluğa Osmanlılar', 'İslamiyet Öncesi ve Sonrası Türk Destanları', 'Son 30 Yılda Türkiye'de İşlenen Suikastlerin Anatomisi', 'Son 30 Yılda Dünyada İşlenen Suikastlerin Anatomisi', 'Hıristiyan Türk Boyu Gagauzlar', 'Horasan Türkleri', 'Teşkilatı Mahsusa' ve 'Türkiye'de Yaşayan Azınlıklar' adlarından da anlaşıldığı gibi birer araştırma ve inceleme kitaplarıdır.
'Şehit Sinan Eroğlu', Güneydoğu Anadolu'da Gabar Dağı'nda şehit düşen Yüzbaşı Sinan Eroğlu'nun hatırasını anlatmaktadır.
'Zülfüyarim' adlı eserim ise, hikayeli şiirlerden oluşmaktadır. Şiirlerim, gerçek öyküleriyle birlikte kitapta yerlerini aldılar. Bu kitabımı, edebiyat severlerin ve şiir severlerin büyük ilgi göstereceğine inanıyorum.
Ayrıca, 'Bilinmeyen Yönleriyle Atatürk' adlı bir inceleme- araştırma kitabımın hazırlıkları da son aşamaya geldi. Bu kitabımda büyük önderimizin bilinmeyen yönlerini halkımıza aktarma misyonunu yerine getirmiş olacağım.
'Attila' da, Avrupa'yı titreten, Tanrının Kılıcı olarak tanınan büyük Türk Hakanı Attila'nın hayatından, zaferlerinden, adaletinden, Türk'ün dünyaya hakim olması yolundaki düşüncelerinden kesitleri onun torunlarına yeniden hatırlatmayı düşünüyorum.
Kafkasların çilekeş halkı, Türki topluluklardan Çeçenlerin
Tarihini, Ruslarla, Ermenilerle, Gürcülerle olan
mücadeleleri, vatanlarına sahip çıkmak uğruna kanla yazdıkları kahramanlık destanları 'Çeçenler' adlı kitabın konusunu oluşturmaktadır.

4. Günümüz edebiyatında şiirin yeri nedir?
Şiir her zaman edebiyatın yüreğidir. En duygusal bölgesidir. Türk insanı hala duygularını, sevinçlerini, kederlerini dile getirmek için şiiri kullanmaktadır. Onun için edebiyatta şiirin yeri dün olduğu gibi bugün de çok önemlidir. Yarın da böyle olacaktır. Diğer edebiyat dallarını küçümsemiyorum ama, hiç biri şiirin yerini alamayacaktır. Çünkü, şiirin tadı bir başka.

5. Son dönem şairlerden, bir Yunus Emre, bir Karacaoğlan, bir Pir Sultan Abdal çıkmayışının sebebi nedir?
O dönemler şiir duyguları dile getirmede tek araçtı. Teknoloji yoktu. Edebiyatta yeni türler ortaya çıkmamıştı. Şimdi öyle mi? Roman, hikaye, deneme gelişti. Bu alanlarda da büyük yazarlar, değerli ürünler verdi. Günümüzde de çok büyük, çok değerli şairlerimiz vardır. Bence, yok demek, şairlerimize, şiirimize, en önemlisi de milletimize haksızlık olur.

6. Şiirlerinizle okurların yanı sıra müzik sektörünün de dikkatini çeken bir şairsiniz. Bestecilerden bugüne kadar şiirlerinizin bestelenmesi için çok talep aldınız mı? Bestelenen şiirleriniz oldu mu?
Evet, bir çok bestecimizden şiirlerimin bestelenmesi yolunda bir çok teklif aldım. Bu teklif ve önerilerden sıcak baktıklarım ve izin verdiklerim oldu.
'Şehit Sinan Eroğlu' adlı şiirim Refik Uçar (Tekçe) ve Mustafa Sülün (Aşık Yemini) : 'Bordo Bereliler' adlı şiirimi Binali Yıldırım; 'Çeçenistan''ı Refik Uçar (Tekçe) , 'Amerika Irak Savaşı'nı Tekiner Aksoy tarafından bestelendi.
Bunlar ilk aklıma gelenler. Şu anda hatırlayamadığım daha bir çok şiirim bestelenerek şarkılaştırıldı.
Ayrıca, ben de, 2 şarkı klibinde oynadım.

7. Televizyonlarda bir sürü program yapılıyor fakat, edebiyat ve şiir adına programlara pek rastlanmıyor, Neden acaba?
Maalesef, televizyon kanallarımız Türk Kültürüne yakın değiller. Bir çoğunun adı bile Türkçe değil. Tamamen Hollywood kültürünün etkisinde yayın yapmaktadırlar. Programların çoğu da incir çekirdeğini doldurmayacak türden. Topluma uzak, benimsedikleri Hollywood kültürüne yakın. Kimi gafletinden yapıyor, kimi ihanetinden. Çünkü, bir milleti ayakta tutan en önemli etken dil; edebiyat ve şiir de dili yaşatan en önemli öğelerdir. Dolayısıyla milleti var eden unsurlardır. Onun için, Türk Milleti'nin dilini kaybetmesini isteyenler, televizyon ekranlarını edebiyata ve şiire kapamaktadırlar.

8. Kültürel gezilere nasıl bakıyorsunuz? Edebiyata katkı sağlıyor mu?
Sadece kültürel geziler değil, seyahatin her türü insanların, bu arada doğal olarak sanatçıların ufkunu açar. Yeni açılımlara fırsat yaratır. Onun için, sık sık geziye çıkarım. Bu gezilerim sırasında edebi açıdan çok sayıda materyal toplarım. Sonra bunları edebiyat ve şiirin güzel duygusuyla harmanlarım. Bence, tüm şairler, yazarlar ellerine geçen her fırsatta değişik yerleri gezmeye çalışmalıdırlar.

9.Fotoğraf konusunda ne düşünüyorsunuz, çok güzel fotoğrafalrınızı görüyoruz yayımlanmış.
Fotograf konusunda söyleceklerim,çok seviyorum ve gitiğim her yerde elimden geldiğince zamanım olduğunca çok sayıda fotoğraflar çekiyorum ve doğada fotoğraf çekmek kırlarda çiçeklerle olmak, bir gül bahçesinde fotoğraf çekmek beni çok mutlu ediyor sanki o güzelliklerle bütünleşiyorum, gelecek günlerde imza günlerimle beraber fotoğraf sergimde beraberinde olacak.

10. Kültür ve Sanat Festivallerinin şiire ve edebiyatın diğer alanlarına; şairlere ve yazarlara katkısı var mıdır?
Kesinlikle olumlu katkısı vardır. Kültür ve Sanat Festivalleri, bir bakıma şairlerin ve yazarların okurlarına kendilerini tanıttıkları ilk platformlar olmakta. Şiir günlerinde şiirlerini dile getiren genç şairlerimiz hem kendini tanıtmakta, hem ustalarıyla aynı atmosferi solumakta. Ustalarının bilgi ve birikimlerinden yararlanma fırsatı bulmaktadırlar.
Festivaller kapsamında düzenlenen yarışmalar ise maddi katkı sağlamanın yanında şairler ve yazarlar için büyük bir motivasyon kaynağı olmakta.

11. Münevver Düver kimdir? Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Adana'da doğdum. Burada ikamet etmekteyim. 10 yıla yakın Kültür Bakanlığına bağlı personel olarak çalıştım. Sonrasında ayrıldım. Gazeteciliğe başladım. Halen Adana'da yayımlanan Zirve Gazetesinde gazetecilik çalışmalarımı sürdürüyorum. Aynı gazetenin Şiir Sayfasının editörlüğünü ve Yayın Kurulu Üyeliğini de yapmaktayım. Adana'da haftalık bölgesel yayınlanan Türkay Haber Gazetesi'nin sanat editörlüğünü yapmaktayım. Aynı gazetede 'Sanat Penceresi' başlığı altında kültür, sanat ve edebiyat yazılarım yayınlanmaktadır.
Bu arada, Osmaniye'de yayımlanan Şelale, Mersin'de yayımlanan Maki, Salihli'de yayımlanan Sevgi Yolu, Söke'de yayımlanan Sarızeybek, Denizli'de yayımlanan Neş'e, Ankara'da yayımlanan Ortanca, Yozgat'ta yayımlanan Küskün Akasya, Antalya'da yayımlanan Güllük, Kosova'da yayımlanan Bay isimli kültür-sanat-edebiyat dergilerinde şiir ve yazılarım yayınlanmakta.
Türkiye'nin değişik yörelerindeki gazete ve dergiler ile internet gazete ve dergilerinde de yazılarım yayınlanmaktadır. Bu arada, Günizi adlı kültür- sanat-edebiyat dergisini önümüzdeki günlerde yayınlamaya başlayacağım. Kalabalık ve hepsi büyük değer olan bir yayın kurulu tarafından dergide yer alacak eserler belirlenecektir. Bu bakımdan seçkin bir dergi olacak. Dergiye gönderilen tüm eserleri inceleyecek olan yayın kurulu, yapacağı tavsiyelerle henüz yolun başındaki genç kardeşlerimizin ufkunu açacak; edebiyat dünyasında kalıcı bir yer edinmelerinde yardımcı olma gibi bir misyonu da yerine getirecektir. www.munevverduver.com, www.munevverduver.net, www.munevverduver.org adlı internet sitemle sanal alemde yayıncılık yapmaktayım. Sitemde kendi şiir, roman ve tiyatro oyunlarımın dışında, başka sanatçıların da eserlerini yayınlayarak, edebiyat dünyamıza hizmet etmekteyim.

12. Gazeteciliğin genelde sanata, özelde şiire ve edebiyatı etkisi nedir?
Gazetecilik yapısı gereği günün her anı halkla iletişim içerisinde olan bir sektör. Böyle olunca, bir sanatçı için çok önemli olan halkın dertlerini, sevinçlerini, acılarını, toplumun içinde bulunduğu ruh halini sağlıklı bir biçimde saptama fırsatı doğmaktadır. Bu durum, sanatçının eserlerine yansır, eserlerini toplum tarafından kabulünü sağlar. Ayrıca, gazeteler yayınladıkları kültür- sanat sayfalarıyla, bir çok genç ismin topluma mal olmasını sağlamaktadır. Maddi imkansızlıklar nedeniyle ürünlerini yayınlayamayan sanatçılara eserlerini sergileme fırsatı vermektedir. Bu durum, sanat ve edebiyatın gelişmesine, Türk Edebiyatının yeni yazarlar, şairler kazanmasına vesile olmaktadır. Örneğin, sanat sayfası editörlüğünü üstlendiğim Zirve Gazetesi, sadece Adanalı değil, Türkiye'nin her tarafından, hatta Türk Dünyasından bir çok genç ismin eserlerini yayınladıkları ilk yer olmuş ve onları sanatseverlere tanıtmıştır.
Bu arada, televizyonun izlenme oranının yüksek olmasına karşılık gazetelerin yazılı belge olma özelliği vardır.
Günümüzde bir de internet yayımcılığı vardır. İnternet yayımcılığı da sanatın, edebiyatın ve şiirin gelişmesine çok olumlu katkılar koymuştur
13. Sayın Münevver Düver, sizin şiirlerinizde özellikle kullandığınız bir tarz var mı?
Şiir, okuyana duygu yoğunluğu yaşatmalı, ruhunda fırtınalar estirmeli, hatta yıldızlarla yarıştırmalı. Ben, şiirimi bu saydıklarımı hangi tarzda gerçekleştirebileceğimi düşünüyorsam o anda o tarzda yazmaktayım. Bu hece vezni de olabiliyor, serbest şiir de. Gönlün hangisinden yana diye soracak olursanız, hece vezninde olduğunu söyleyebilirim.

14. Gelecekte edebiyat alanında hedefleriniz nelerdir?
Gelişmede sınır yoktur. Her anımı şiirde, edebiyatta kendimi geliştirmek için kullanacağım. Yeni konularda yepyeni eserler vermek istiyorum. Daha da önemlisi, kendime ait bir tarz geliştirmek istiyorum.

15. Genç şair arkadaşlarımıza tavsiyeleriniz nelerdir? kimleri okumalıdır ve şiirlerinizi yazarken hangi kurallara dikkat etmelidir?
Öncelikle çok okumalılar. Hani kitap kurdu diye bir söz var ya; tıpkı onun gibi. Şiirlerin yanında roman, hikaye gibi türden eserleri de okumalılar.
Kendilerini, hece ya da serbest şiir yazmak için zorlamamalılar. İçlerinden nasıl geliyorsa öyle yazsınlar. Okuyucuyla daha sıcak ilişki kuracaklarından emin olabilirler. Her duygularını kaleme almaktan kaçınmasınlar. Ancak, bunu yaparken, şiirin temel ilkelerini asla gözardı etmesinler. Yazarken kesinlikle bağnazlıktan kaçınsınlar.18-11-2008


Münevver DÜVER

İLESAM ÜYESİ

Gazeteci,Şair,Araştırmacı Yazar,Fotoğraf sanatçısı

Zirve gazetesi-ADANA-Kültür Sanat Yönetmeni

Haber türkay Gazetesi-BÖLGESEL- Kültür Sanat Yönetmeni

www.munevverduver.net

www.youtube.com-münevverduver

[email protected]

0537 959 09 89

Münevver Düver
Kayıt Tarihi : 28.11.2008 19:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Gazeteci, Araştırmacı, Yazar, Şair ve Fotoğraf Sanatçısı Münevver DÜVER'le söyleşi

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Zihni Sefa Yüksel
    Zihni Sefa Yüksel



    MOZAİK KİTAP ÜYESİ OLUN ŞİİRLERİNİZ VE ÖYKÜLERİNİZİ ÜCRETSİZ BASALIM VE SİZE TÜRKÜYE'YE TANITALIM..WWW.MOZAİKKİTAP.COM

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Münevver Düver