Dolap beygiri gibi dönüp duran
Rengi ve kokusu yalnızlığın
Yarasa gözünde güneş arayan
Şeytanın boş yatağı
Hayal perisi peşinde kayıp günler
Birikmiş çürük yapraklar altında taze kalan
Her halı ilmeğinde zarif ve incecik gizli çocuk
parmakları gibi
Kökü suya değince açılıveren bir gül
Âşık şair ve derviş
Seni özledim
Şeytan ve meleğe yatkın gönlüm
Hem çamuru hem gökteki yıldızları görmeye
giden gönlüm
Şairin dizeleri bunlar
Yiğidin kılıcı tabancası
Yüzüğün kaşı bunlar
Aldıkça demini
Bir kızıl kor gibi
Gönülden gönüle türküden türküye anlatılan
Şairliğin ince tarafı
Bir ilâhi korosu gibi zengin
Gölgeleri uzamış çocuklar bunlar
Birden büyüyen yaşım
Itırla yıkanmış sokakları saran
Ressamın son tablosundaki sen bahar manzarası
Tadı zemzemi andıran
Dekoru hep değişen bir odada
Kâinatın güzelliği ile uyuşan duygular
Bir bakire kız gibi
Bülbüllerin haber verdiği sevince
Kalk gidelim küheylan!
Yıldızlara ulaştı artık şöhretim
Zengin çağrışımların kaynağı
Yiğitlik nurlarının altın madeni
Aç ve yoksul
Gönlü ve canı ateşlerde yanan
Aşılayıcı rüzgâr
‘Bir eser koydu ortaya her dem anıla’
Ayın on dördü gibi güzel
Gül ile başlatan günü
Bülbül ile bitiren
Bir şair gider
Bir şair gelir
Dünyaya
Kayıt Tarihi : 21.9.2018 22:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.