Şair olmak; önce gönül işidir,
Kişi, kalbe sevgi atarsa olur.
Siniri, öfkeyi terbiye edip;
Her acıya tatlı katarsa olur.
Şair tanınamaz boyu-posuyla
İnsan dedirtmeli huyu-husuyla,
Bütün menfaati elin tersiyle,
Vakurla bir yana iterse olur.
Gönül yapmak gayesiyse güdülen,
Neticede karlı yolsa gidilen,
Ağu bile olsa ikram edilen;
Surat ekşitmeden yutarsa olur.
Sevdadır aşığın hayat çıkısı,
İmandır sevdanın esas dokusu,
Yakup gibi; Yusuf’unun kokusu,
Burnunun ucunda tüterse olur.
Cehalet devrinde gömerken kızı,
Bağrına dolarken ince bir sızı,
Sabinin yalvaran o “baba” sözü,
Kulağında çın-çın, öterse olur.
İstersen dünyada yüzyıllarca kal,
İstersen ülkeler servetini al,
İstersen selamı sultanlara sal,
Gururun-kibirin biterse olur.
Laf, döner dolaşır, yerini bulur,
Olamaz dediğin, bakarsın olur.
Laf vardır savaşı yapmadan alır,
Bu minval hasmını üterse olur.
Göz görür gerçeği, değilse deli,
Sultanı ardından yürütür veli,
Aziz Mahmut Hüdai’nin misali,
Pazarda ciğeri satarsa olur.
Durup, başkasını dürterek değil,
Hainin suçunu örterek değil,
Korkarak, tırsarak, ürkerek değil,
Düşmana eşkare çatarsa olur.
Topluma gelecek tehdidi görüp,
Atın kuyruğunu eliyle örüp,
Sonra kısrağını gazaya sürüp,
Yaz güneşi gibi batarsa olur.
Dergah alemine girip de eşsiz,
Kupkuru ekmeği yiyip de aşsız,
Kırk yıl düzgün odun taşıyıp, sessiz;
Yunus yatağında yatarsa olur.
Hem alp olmalıdır, hemi de eren,
Her türlü acıya göğsünü geren,
Vatan-millet için canını veren,
Şehitler yolunu tutarsa olur.
Şair gönül kapısını açmalı,
“HAKK” deyince kendisinden geçmeli,
Sözlerini ol Kudretten seçmeli,
Birlik deryasında yiterse olur.
KORKUT der; şairlik yüksek mertebe,
Ders olarak konulmalı mektebe.
Akıl, ruh ve beden bu fikre gebe,
Ömür de bu ilme yeterse olur.
Hasan KORKUT
Aksaray, 26.10.2010
KARDEŞ KALEMLERDEN DAMLALAR:
Hasan üstadıma saldım selamı,
Ne güzel aktarmış ilmi,kelamı,
Mevladan alırsa aşkı,ilhamı,
Hak için,halk için yazarsa olur........................Fahrettin AKBAŞ
ÖELENE DEĞİLDE DOĞANA BAKIN
İNSANIN ŞAFAĞI ATTI ZAMAN
TAN YERİ SÖKERKEN GÜNEŞE BAKIN
İNSANIN ŞAFAĞI ATTIĞI ZAMAN................Dost Şeref (Şerafettin MUŞ)
Gönülden derlenir bir bir sözleri
Bugünden yarına kalır izleri
Aldırmaz tehdi de kara gözleri
Yüregi halk ile atarsa olur..............................Aşık Alemi (Bilal SİLİ)
Dersimi almışım bu manzumeden,
Kurtulmak ne mümkün söz dinlemeden,
İnsan da olunmaz, şair denmeden,
Kalbinden nefreti, atarsa olur.....................Mubin Kitap (Bedri Tahir Adaklı)
Duymak,duyduğunu aktarmak,
Şair için kolaydır.
Şairi algılamak,
Doğru yolu bulmaktır..
Sahra çölünde yanmak,
Şair için teselli.,
Şiirini okumak,
Şaire yar olmaktır..
Gönülden ruha akmak,
şaire problem değil.
Şairle halvet olmak,
Şaire ram olmaktır..................................Halil Müftüoğlu
Şairlik sevdanın en yücesini
Yakın olan cahilin cümlesini
Taş atan her itin her birisini
İçinde eze eze olunur..............................Mevlütseki
'Düşünce dünyasında satırlar erir,
Aşka düşen kalem işini bilir,
Sevdadan geriye hep çile kalır,
Şair olmak kolay iş değil gülüm!
Yıllarca çileyle yoğrulman lazım,
Hep düşüp her sefer doğrulman lazım,
Yalandan hileden sıyrılman lazım,
Şair olmak kolay iş değil gülüm! '
___(Şair OLmak adlı şiirimden)
Yürekten tebrik ediyor; sevgi ve selamlarımı sunuyorum.
MÇK/ SEVDAZAN®............................Mustafa Çelebi ÇETİNKAYA
Şairlik bir yoldur rotası vardır,
Sonu yoktur amma kotası vardır,
Vatan millet diye notası vardır,
İnsan bu deryadan tadarsa olur.................Abdullah ÇALIŞIR
Şair büyüklerden ilham almalı
Aşk ve muhabbetle gönlü dolmalı
Dışı halkla içi hakla olmalı
Aşka ihlasını katarsa olur.
Aşk dediğin ALLAH aşkı olmalı
Fanide hakiki aşkı bulmalı
Sonra hakikatler dile gelmeli
Bu da kalpde aşı tutarsa olur.............Mehmed İhsan USLU
Yesevi'nin sevgi çeşminden akıp,
Yavuz gibi durup sırrına bakıp,
Fatih'ler misali sura top çakıp,
Zalimle savaşıp kazansa olur.......... ÇAKAL AVCISIC_A_N_K_U_R_T
'Düşünce dünyasında satırlar erir,
Aşka düşen kalem işini bilir,
Sevdadan geriye hep çile kalır,
Şair olmak kolay iş değil gülüm! ....Doğa DENİZ
ZİKZAK ÇİZMEZ ŞAİR
Dansöz gibi kıvırmayan
Seçkinleri kayırmayan
Hak yolundan ayrılmayan
Zikzak çizmez şairsin sen
Doğruları söyleyensin
Haksızlığa gürleyensin
Dostlarıma güvenensin
Zikzak çizmez şairsin sen
Kap gözüyle görüyorsun
Hak edeni övüyorsun
Hak edene sövüyorsun
Zikzak çizmez şairsin sen
Kalemimi bükmeyensin
Hortumcuya yüklenensin
Bölücüye diklenensin
Zikzak çizmez şairsin sen......................ŞAHİN ERTÜRK
HER ŞİİRLE UĞRAŞAN BEN ŞAİRİM DEMESİN
ŞAİRLİK ZOR ZANAAT HERKES NEREDEN BİLSİN
BARİ BEN DE YAZMAYA ÇALIŞIYORUM DESİN
YARIM EKMEK BULUNCA YATSIN KALKSIN ŞÜKRETSİN..........................................Adem UYSAL
Kayıt Tarihi : 2.4.2017 02:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu zamana kadar, genelde şairlik hususundaki fikrimi söyledim. Bu kez, şair ve şairlikten ne anladığımı, yani siz değerli şairlerimi nasıl gördüğümü, ve size hangi açılardan baktığımı anlatmaya çalıştım. Her zamanki dediğim gibi bu benim görüş açımdır, hataları da sevapları da bana aittir. Niyetimin halisliğini beyan ediyor, hatalarımın hoş görülmesini talep ediyor, “şairce” yorum ve eleştirilerinizi baş tacı ediyor, ve çalışmamı görüşlerinize arz ediyorum. Saygılarımla…

Her musallaya gelen indiğini sanır dünya gemisinden.
Kafadan daha uzaktakinin ışıltısı duyguysa.
Kalbini hiçbir zaman tanımamış kabri ziyaretçisiz kalan.
Ve gölge ölümden kötek yediğinde.
Ne olmamı isterdin der dualar sadakasızsa.
O çukurun önünden kaç geçtin sevgiyle.
Sevgiliye orada kalmış bir kapıdan başlıyor yol.
Rüzgarda dağılmış sözler.
Şairin şiirini besteler mezarlık kuşları.
Seni gördüm, ufka oturmuş.
Yol boyunca giysilerin aşk olsun.
Nasiplendik Elhamdulillah aşkınız daim olsun. Yüreğinize sağlık.
Eyvallah
Engin bey.
Teşekkür
ederim
Cenk bey,
selam ve
muhabbetle.
Evliya Çelebi'nin de 1.55 boylarında bir insan olduğundan söz edilir.
d. 25 Mart 1611, İstanbul[2] - ö. 1682), 17. yüzyılın önde gelen gezginlerindendir. Elli yılı aşkın süreyle[3] Osmanlı topraklarını gezmiş ve gördüklerini Seyahatnâme adlı eserinde toplamıştır.
Evliya Çelebi'nin düşünceleri ise çok farklıydı. Daha küçük yaşlarından itibaren içinde müthiş gezi arzusu vardı. Yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak istiyordu. Bu yüzden sarayda fazla kalamadı. Kendisinin anlattığına göre bir rüya üzerine meşhur gezilerine başladı. 1040 Muharrem ayının Aşure Gecesi (19 Ağustos 1630)[16] gördüğü rüya şöyledir: Rüyasında İstanbul'da Yemiş İskelesi civarında Ahi Çelebi Camii'ndedir. Orada muazzam bir cemaat vardır. Dikkat eder, İslam peygamberi Muhammed'i baş tarafta görür. Dört sadık halifesi ve diğer ashabı da hep oradadır. Muhammed'in yanına gidip ondan şefaat dilemek arzusundadır. Ama bir türlü cesaret edip de gidemez. En sonunda bir cesaretle gidip 'Şefaat ya Resulullah' diyeceğine, 'Seyahat ya Resulullah' der. Böylece, 70 yaşına kadar sürecek ve çeşitli tehlike, sıkıntı ve hadiseler geçirmesine rağmen vazgeçmeyeceği seyahati başlar.
İlk gezisini, İstanbul ve çevresine yaptı. Daha sonra İstanbul dışına çıktı. 1640 başlarında babasından habersizce Bursa'ya gitmek üzere İstanbul'dan çıktı. Bu seyahatten 35 gün sonra geri döndü.[17] Oğlunun seyahat aşkını gören babası bundan sonra seyahatine müsaade etti ve kendisini zamanın önemli şeyhlerinden Abdü'l-ahat Nûri Efendi ve diğer şeyhlere götürüp el öptürerek hayır dualarını niyaz etti.
Evliya Çelebi ikinci seyahatini Temmuz 1640'ta İzmit'e yaptı. Bu suretle 1630'dan 1681'e kadar sürecek olan elli yılı aşkın bir seyahat hayatı yaşadı.[3][18] Gezdiği yerler arasında o zamanki Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde yer alan hemen hemen bütün yerler vardı.[3]
Evliya Çelebi, bu gezileri sırasında çok ilginç yerler gördü. Yeni insanlarla tanıştı. Birçok olayla karşılaştı. Karşılaştığı ilginç olayları okuyucuya anlatarak kitabına renk kattı. Gezileri sırasında birçok kez ölümle burun buruna geldi. Savaşlara katılarak hem savaşları hem de o yerleri anlattı. Gezmek için gittiği son yer Mısır oldu. Evliya Çelebi'nin bugün bile önemini taşıyan Seyahatname adlı eseri işte bu gezilerin ürünüdür.
Demem o ki; yaklaşık 5 asırdır okunan, bilinen biridir sonuç itibariyle.
İnsan veyahut şair olmak elbette fiziki güzellik değil gönül güzelliği işidir.
Saygılarla....
ŞAİRLİK ZOR ZANAAT HERKES NEREDEN BİLSİN
BARİ BEN DE YAZMAYA ÇALIŞIYORUM DESİN
YARIM EKMEK BULUNCA YATSIN KALKSIN ŞÜKRETSİN................Adem UYSAL
TÜM YORUMLAR (111)