Bir arı vızıldıyor gönlümüze bal yapan
Uzaktan peteklere savurur çiçekleri
Akıp giden bir ırmak havada kalan sada
Sanmayın vızıltısı tırmalar kulakları
Duyarsan yüreğinde bir vicdan nefesini
Sözcük sözcük inletir göğsünün kafesini
Bazen sarı bir yaprak düşer gönül dilinden
Bazen de yeşerir tüm mevsimler elinden
Güven vermez bırakır kış ortasında seni
Sandalına binersen kayalara bindirir
Bazen hiç belli olmaz sevdalara uçurur
Gecenin karanlığı mehtabında yok olur
Yıldızları düşürür gecenin bam teline
Ayışığı az gelir deryalara düşürür
Güneşi hiç bırakmaz gözleri kamaştırır
Batıyorken ufuktan sözleri unutulur
Tatlı yalan devşirir bal damlayan sözlerden
Ezgiler güftelerle yüreklere savrulur
Dağlar kadar özgürdür zirvesinde beyaz kar
Islık çalan rüzgâra çarparken sert kayalar
Ne bey tanır ne kral tahtından indirirken
Övdüğü hep bir yârdır tükenmeyen sevdadır
Gönül fırtınasının sönmeyen meşalesi
Yüreklerde solmayan güllerin sevdasıdır
Bülbülü konuşturan dillerin alfabesi
Sözcüklerin üstüne örttüğü şal ipektir
Tatlı tatlı kandırır dünyadan binbir haldir
Neden nasıl bilinmez her telin nefesidir
Duyduğunuz her sesin o hep farklı sesidir.
Ahmet TIĞLI 6.4.2008 (Sevgi Merdivenleri)
Ahmet TığlıKayıt Tarihi : 7.4.2008 12:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Tığlı](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/04/07/sair-148.jpg)
Yeni bir cümle kurmalıyım, eskilerin yerine
Derin bir nefes almalıyım, içim de kalanlara karşın
Arşın arşın işlediğim hayatın özünü bulmalıyım.
Tadına varmalıyım ince belli bardakta içtiğim çayın…
Unutmalıyım takvimleri, demeliyim ‘kaçı bugün ayın? ’
Yeni açılan sayfalara inanmam,
Eski sayfalarımı temizlemem lazım.
Her bakış bir yol bulur mısrasında
Ah eder bazen bir gurbet tesellisinde
Karıncaya eşlik eder, martıya yoldaş olur
Zamansız hissiyatların kervanıdır onun gözleri
Rüzgâr misali bir aşka koşar, bir ayrılığa
Tutunup kalamaz çaresiz bir çınar gibi.
Şair bir gece gündüzü yaşar,
Gündüzde bir başına geceyi
Bir ayrılık mırıldanmasında durur biçare
Vurgun yeridir kalbinin üç beş satırı.
Hayallere biner, mavilerde yıkanır
Annesiz bir körpenin annesizliğinde bükülür.
Çıplak ayak, çamur koşar sokaklar boyu
Takılır durur ansızın bir vefasıza da he ya der.
O yürürken başka yürür, ummanlara basar
Ferhat’la dağları yarar, Yavuz’la Sina çölünü geçer
Bahar gelmemişken daha nevruzu yaşar
Zalime cevap, mazluma şefkat olası kalemi
Yârim der de o başka der, sızlamayası üreği
Merdivenle konuşur, kaldırımlara düşer
Kabri kâğıtlara sığdırır, yavaş yavaş ölümü çizer.
Ansızın uyanır iki satırdır yazıverir arkası gelmeyen
Umut hiç tükenmeyecek kadardır koynunda
Annesini çiçek yapmıştır şiirde, koklar aklına damınca
Yapayalnız asırları gezer, Mekke’ye, Medine’ye gider
Veysel’i bulur vefayı sorar, indiyi keçmişle tartar.
Bir yol başı, kıyı, köşe, her yer dosttur, yarendir
Dünya üç beş sözdür onda, aslı olmayan bilene
Yazar yazar anlatır, gurbeti, aşkı, vefayı..
Issız otağında bilmem o kaç yaşında
Ölesi, sığası değil toprağa, hakikati bulanı
Eler elerde kelime uysun diye saatlerce
Kalkmaz, gitmez zindana benzer.
Bir garip divanedir şair, herkes başa düşmez
Mürekkebi bir hal var, yaddan çıkarmakla şair ölmez.
ahmet bey güzel şiir..yüreğinize sağlık..şairi herkes anlamaz işte...baküden yavuz selim öten
TÜM YORUMLAR (10)