Tut ellerimden baba
Bu gemide kaptansız bırakma beni
Üşümüştür ellerim şefkatinle tut
Bu kucakta şefkatsiz bırakma beni
Ay gibi tut, güneş gibi tut
Aşk sinemde uyuyan güzel, benim
Arama, sende aşk-ı ebed ve ezel benim
Sana benden gayrısı yok maşukun benim
Ey sevgili gönlünü har eyleyen aşıkın benim
Gül bülbüle yar olmadıkça
Ne çetin kış oldu ya Rab! Unuttuk baharı
Yetmez mi artık tersine çevir şu esen rüzgarı
Yıkamadık örenler ördü aramıza duvarı
Aştı aşanlar aşamayan bir Sinan kaldı
Haramiler ipini kopardı, yezidler ipsiz şimdi
Mehtabın altında
Deryanın kenarında
Yudumlarken kahvemizi
Sahil bize ne kadar dardı
Sana soruyorum vefa
Hani bir fincan kahvenin
Gecenin bir yarısı
Saat biri kırk beş geçiyor
Uzanmışım yatağa uyuyamıyorum
Çünkü aklıma gözlerin geliyor
Hayalimde sana göz kırpıp
Başladı herşey sen gidince
Ey kara göz kara kaşlı
Bir tek küçük kızın gülebilmekte
Diğerleri hep gözü yaşlı
Bebek, "anne" dedi sanki anlamaklı
Nasıl sevmem ki seni
Güneş hala batıdan doğmamışken
Nasıl sevmem ki seni
Gelmemiş ölüm ve hala umut varken
Titreyip bedenim
Tutmak için elimi
Uzatma ellerini
İncinirse kahrolurum
Bana bakmak için
Kaldırma kaşlarını
Sensiz ne tadı kaldı hayatın ne tuzu
Ne içimde yaşama sevinci ne de arzusu
Sanki bir deniz gibiyim bazen sakin bazen dalgalı bazen hırçın
Bazen de kayayım sanki biraz sert biraz dik biraz yalçın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!