Kavak yelleri başlayınca esmeye
Kulak verdim duyulmayan bir sese.
Bu sesle içime girdi bir şüphe,
Şimdi soruyorum: "Ben kimim? " diye.
Bilmiyorum; kimim? Nereye aitim?
Dünya, hepimizden daha yaşlı
Ama hepimizden delikanlı.
Durmadan yavaş yavaş döner.
Her gün kendini yeniler.
Her varlığın görevi başka
Şırıl şırıl su sesiyle,
Püfür püfür esintiyle
Uyku gelsin bizim eve,
Örtü olsun bebeğime.
Kötü gitsin ötelere
Yalnızım diye gocunma,
Hayvan dostları unutma.
Bizden bir işaret bekler,
Dostluğunu bildirmeye.
Bir lokma yiyecek ile
Her şeyin iyisini ister.
Giysinin güzelini giyer.
Son model araçları sever.
Yüksek makamlara göz diker.
Eskiyi hiç elinde tutmaz.
Minicik yavrular gelir, bin bir umutla,
Acep nasıl baş ederler bu zor dünyayla?
Şayet varsa korkma; adalet, hak ve hukuk:
Böyle ortamda can bulur, her bir umut.
Kimse istemez ama
Deprem, yangın ve afat
Gelir insan başına
Muhtaç olur yardıma.
Bilir misin nasıldır?
Doğarken onurlandırıldık.
İnsan olarak yaratıldık.
Tabiat cömert bizim için,
Yok, yoktur onda, bilen için.
Bu şerefe nail olmakla,
Bu ülkeyi kurtaran yiğitler,
Kahraman efeler, dadaşlar, zeybekler,
Düşmanlar ortalıkta görününce
Telaşlanıp yeryüzüne indiler.
Soruyorlar: “Nerde bizim yiğitler! ”
Dediler ki en asil görev:
“Varlığını şerefle sürdürmektir.”
Kadın olarak sorgulayınca kendimi,
Gördüm içinde olduğum şu gerçeği:
İçimdeki beni görmeyen erk sahipleri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!