Saik Şiiri - Can Fırat

Can Fırat
19

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Saik

saik

iki gül dikeni arası
sararmış yaprak gibi bekleyen
kanatılmış kalp
o gözleri uykulu bir coğrafyanın
zorunlu acılarını barındıran ...

kulakları aşka kapalı bir adam gibi
durmuşsa karşısında tanrı
gözlerini açsalar da seslerinin
şayet menfaat bariyerini aşıp duyulmuyorsa
ne çare

nefesini alıp vermede zorlanan zamandan
uçsuz bir boşluk üflerken yüzüne
gövdesinde boncuk boncuk
ter akıtılan
orta yaşlı bir tarihin
acılarından kıvranan
kadim bir kavmin
tehcirine kim saik ?

“ve iç rahatlığıyla birbirinize anlatamıyorsanız özünüzü
sakladığınız hakikat
maskelerinizi parçalayıp
her an
dağıta bilir yüzünüzü”
buyurmuş unutulan peygamber

hey sen
bilesin !
bir an
salancağın ipi koptuğunda
zamanı üşüyecek
tüm kiralık mutlulukların
o andan itibaren
aydan düşen
tüm suni sevinçler itilecekler
meçhule

neden ?
:
mahsunca bir hevese
kapılarını açan istem
önce tarihsel bir kargaşanın girdabına
sonra kahpe bir dünyaya
başıbozuk korkulara
kanı bozuk zamanlara denk düşer
:
irdele!!
:
bilinsin
:
ve paslı bir zencir gibi
dağıldığında o gizsemli örtü
bütün inkar edilmişlikler
patır patır dökülecek
yalana müptela dilden
sadece bir şiir gibi yalnız bir hayal
hem var gibi anlatılan
ama olmayan

bütün bunları sessizce karşılamaya alıştığımdan beri dir
gözlerimden yaşlar
herşeyden kendilerini gizleyerek
düşerler bir boşluğa

sana her seslenmek isteyişimde yoksun !
o zaman
sesim katlanarak kaçıyor içime
susuyorum tanrım
çünkü alışıldım sessizliğe
o kadar çok sustun ki ölümüme

27Mart ikibin onsekiz
Can Fırat

Can Fırat
Kayıt Tarihi : 10.4.2018 01:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Can Fırat