Sahur Vakti Şiiri - Yorumlar

Rıdvan Kaya 2
50

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Günümüzde oruç Kur’an’da bahsedilenden daha fazla tutulmaktadır. Zira Kur'an'da geçen şekline göre değil sonradan değiştirilen şekle göre oruç tutulmaktadır. Kur’an’da oruç vakti şöyle geçmektedir;
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah'ın Adıyla
… Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonrada orucu gece oluncaya değin tamamlayın.( Bakara süresi 187. Ayet) Beyaz iplik sizce siyah iplikten ayrılıncaya kadar diyor yani gecenin gündüze yakın anı gecenin gündüze dönüş anından bahsetmektedir. Tan yerinin ilk ağarmaya başladığı , fecir vakti, yani gecenin gündüze yakın vaktinden itibarenki esas sabah namazının kılınma vaktidir. Rabbim beyaz iplikle siyah ipliğin ayırt edilme anından itibaren yemeyi içmeyi kesin diyor . Bu andan itibaren oruca başlayın diyor.
Gecenin gündüzle buluşma anı tarif edilmektedir. Allah bizlere gecenin konumunu açıklamak adına , bazı şeylerin fark edilecek duruma , geliş anının tarifinin örneğini vermektedir. Diyanetin belirlemiş olduğu imsak vaktinde çıkıp gökyüzüne bakan biri gecenin zifiri karanlığından başka hiçbir şey göremez. Birde iftar vaktine bakılırsa, henüz karanlık çökmemiş , her şey seçilebilir durumdadır ama akşam karanlığı da fark edilmektedir . İmsakta işte böyle olmalı , Güneş’in aydınlığı yavaş yavaş fark edilebilir olmalıdır.
Arapça’da sabah kızıllık demektir. En’âm süresi 96. Ayetinde geçen fâlia’ul -ısbah , seherin başından itibaren ufuktaki karanlığa karışan kızıl ve beyaz ışıkları bölen kızıl kuşaktır. Her gün üç doğuş ve üç batış olmaktadır. Doğanlar ; fecri kâzib, imsak ve Güneş’tir. İmsak ikinci doğuşla başlamaktadır. Bu , bütün mezheplerin ortak görüşüdür.
Ufukta kızıllık netleşip parlamaya başladığı zaman altta siyah bir şerit , üsttede beyaz bir şerit oluşmaktadır. Bir rivayete göre Nebimiz Muhammed şöyle demektedir: ” Yiyin , için ; yukarı tırmanarak yayılan aydınlık sizi etkilemesin ; enine yayılan kızıllığı görünceye kadar yiyin , için. “(Ebu Davud, Vaktu’s -sahur, hadis no 2348; sünne’ut -Tirmizi , Mace fi beyân fecr hadis no 705) Bu konuda daha bir sürü hadis bulunmasına rağmen ne yazıkki diyanet ve herşeyde hadis diye yırtınanlar bunları takmıyorlar. Konuyla ilgili diğer hadislerden bir kısmına bakalım.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta