Bilseydim sahte sevginle beni yavaş yavaş boğduğunu,
Layık olmadığın kalbimdeki tahtında bir dakika dahi oturamazdım seni.
Ben seni melek bilmişken, sen dualarıma ihanet ettin,
Gözlerimde cenneti göreceğine, cehennemi yerleştirdin.
Her gülüşünde umut aradım,
Meğer hepsi zehirliymiş, geç fark ettim.
Sarılışlarını sığınak bildim,
Oysa içinde fırtına saklıymış, geç öğrendim.
Bir tebessümüne bin parça düşen kalbim,
Senin her susuşunda biraz daha ezildi.
"Seviyorum" dedin ya hani,
O kelimeyle bile yıktın beni.
Seninle kurduğum hayaller bile senden utanır oldu,
Adını andığımda, dilim bile kendine yabancılaştı.
Sana yazdığım her satır,
Artık içimde yangın değil, küle dönüşen bir hatırat.
Ben aşkı senden öğrenmedim,
Ama en çok nasıl unutulur, onu senden öğrendim.
Birini sevip, aynı anda hiç tanımamayı,
Ve bir yabancının nasıl en tanıdık hale geldiğini...
Artık senden geriye ne kaldıysa,
Gömüyorum bir daha açılmamak üzere kalbimin en soğuk köşesine.
Ne sesin çınlasın kulağımda,
Ne adın kalsın dilimde bir hece.
Şimdi git, geldiğin gibi sessiz ve sinsice,
Ve unutma:
Kurduğun tahtı ben yıktım içimde.
Artık orada yalnızca ben varım.
Güçlü, yıkılmamış ve senin yokluğuna alışmış…
Ben varım.
Kayıt Tarihi : 5.7.2025 16:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kelimelerin efendisi susar ama kalemi konuşur
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!