Şahrud Şiiri - Fırat E Polat

Fırat E Polat
1

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Şahrud

Bu şehrin sokakları
yabancı bildiğim bütün coğrafyalar sensiz
terkedilmişliğim işaret ediliyor sana geldiğim yol boyu
neredesin şahrud

ı-
Şahrud
yine yüreğimin siyah mürekkebiyle yazmaya başladım sana
parmaklarımın ucunda bir can ölüm soluğunda
birbirine yabancı iki ayrı kentin iki ıssız sevdasında
aynı güneşin altında birbirimizden yoksun uyanmanın acısını yazıyorum

tanımsızdı her şey terbiye edilmiş yüreğimde
dudaklarımda kundaklanmış sözler
kimsesizdi...
utangaçtı..
sessizdi.

ıı-

kasvetli kaçışların ceplerimde çıplak ellerimi bıraktı
eşgâli belirsiz narâlar hiç bu kadar boğulmamıştı içimde
nidâlar benliğimden daha kabadayı
vurup kırıyorum kendimi
hiç acımıyorum sadece bir deniz boğuluyor gözlerimde

nöbetleşe çalışıyorum yağmurlarla
o gözlerime ağlıyor ben sana
kimse bilmiyor aramıza giren kaç şehrin olduğunu
kaç gece uykusuz çoğaldığımı uykularına
vurguna takılan uçurtmaları mı hangi yöne uçurduğumu bilmiyorlar
onlar ne bilirler kimsesizliğin sen olduğunu
onlar gidenlere dönmemeyi öğretenler di Şahrud

sorgulu gecelerin ortasında bağırarak uyandığım kaç rüyam oldun
onca ertelenmiş kavuşmaların sabahında
bana hep masal diye yokluğun anlatılmış
ne yapmalıyım şahrud
yağmurdan ayıklamalımıyım gözyaşlarımı
yoksa nereye süreklendiğini bilmediğim bir sel’e mi kapılmalıyım

sana gel deyişim sessizliğimdi
duy işte adını bağırıyorum
yaşam karası yokluğunu yağmurun kollarına bırakmıştım
sen sırılsıklam bana seslenmeyi beceremedin
bir kez daha yüzümün sağır yanında yitirdim seni

gel’me şahrud
kimler gecikmedi ki vurgun düştüğüm gözlerinin efsunkâr yokluğunda

ııı

emanetime yapılan hıyanetin adını kerbela koymuşlar
bıraktığım gibi bulmanın umudu kurşuna dizilmiş
kabil olmanı kim söyledi de habil yüzlü rüyâlarımı katlettin
kırkıncı kesiği attın bileklerime
yargısız infazlarında daha ben ölmedim şahrud...

sen yaşa şahrud
sana bir şey olmasın diye vasiyetsiz intiharlar kuşanırım ben

dokunduğunu hissettiğim zaman
gecekondu evimin penceresinde açan çiçeklerden bahsettim mi sana
ne hikmetliymiş o uzun parmaklı ellerin
anladın mı şahrud seni b/öyle bereketli bir mevsimde sevdim
sen sevmesende
iki dudak arasındaki reyhan kokulu nefesini sevdim

de hele
aşka var(a) mayan acûze yalnızlıklar daha ne kadar taşacak şakaklarımızdan
daha ne kadar metrûk sokaklara çıkacak adımlarımız
hangi isli tren garlarında son bulacak bekleyişlerimiz
ya ecelim olmasını bil
ya da çek kurtar beni bu uçurumdan

ıv
hüzünden sıyrılmanın yolunu buldum bu aralar
heybeme koyduğun günbatımlarını izlemek Rabat da şahrud
bil ki ben hâlâ seni bekliyorum
gör ki a r a l ı k s ı z yokluğunun zulmünü kusuyorum ayaklarına

bak yine akşam oluyor şahrud
işte oturduğun köşem
şurası da karanlığında sobelendiğim yer
zeytin rengi bir gecede bulmuştum aşkı
ama sen bilmiyordun şahrud
işkenceye hazır sevdiğimi seni

ömrüm tozlu bir yastıkta bitiyor yavaş yavaş
hesapta olan tek şey seni sensiz yaşamaktı
ellerin ellerimi tutmadan çıkabilmekti uçurumdan
tutma şahrud tutma ellerimi
düşerken ıskalarım belki sensizliğin boşluğunu

v-
korkuyorum
ya yeniden hayatıma dönersen
soluklanmak için bir fırsat verir misin halepçe de
toplar mıyız yeşeren umutları hevsel bahçesinde
yoksa yeniden mi kurulur darağacı Diyar-ı Bekir de

kirlenmiş duygularımın mehrûk yanı mısın sen
bir ibrik su ver bir de seccade
sakın haa
kıblem yüzün olmasın
senden tövbekâr olacağım

hoşça’kal şahrud
bir şehrin ortasında çığlık çığlığa kalan sen yanım olsun...


Yalnızlık Abidesi

Fırat E Polat
Kayıt Tarihi : 12.10.2015 10:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
ÖNCEKİ ŞİİR
SONRAKİ ŞİİR
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fırat E Polat