Bu gece sahraya daldı gözlerim.
Annesinden ayrı bir çocuk gibi çırpınırken,
Karıştı çöl fırtınalarına gözyaşlarım.
Kumları sel oldu çağladı yalnızlığım.
Ve hiç yanımda olamayan,
Yalan hayatım,
Olmayan şefkat,
Olamayan merhamet, hoşgörü,
Riyakâr yüzler, durmadan konuşanlar,
Bana yakın, benden uzak dinleyiciler,
Duyun acizliğimi, dinleyin beni
Kapısının tokmağına bile
Dokunamayacak bu eller,
Açılıp Rahman’a
Sahrayı istedi bu gece,
Sıçak kumlara secde ettim.
Kâbenin eteklerinde savruldu yüreğim.
Uzandım siyah örtüsüne tam dokunacakken,
Yok dedi. Sarsarak beni
Yeryüzünde yok benim gibi şefkat,
Veremez sana verdiğimi hiçbir hakikat.
Bu gece viran halimle
Ammar olmak istedim.
Kızgın demirlere deydi tenim.
Şu şaşalı hayata tercih ettim.
Taşlar altında ezilen Bilâl’i
Tükürürken kâfirin suratına,
Nasıl istedim?
Sümeyye’nin yerine geçmeyi,
Bu gece…
İflas etti yaşama güvenen bedenim.
Çökmüştü dizlerinin üzerine
Ebrehenin fili,
Yakacaktı ellerim meşaleyi,
Ölecektim, ağlayacaktım.
Sanki Cennet’te uyanacaktım.
Yüreğim gibi yanan Kâbe çöllerin de
Kayıt Tarihi : 17.12.2009 01:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yüreğinizden sevgi eksik olmasın..
biz okurlarına böylesi güzel
anlamlı paylaşımlar
sundugun için sizi kutlarım
salim erben
TÜM YORUMLAR (3)