Masamda küçücük bir tabak dolusu kuruyemiş
Anason kokuyor etraf, benden öncekiler demlenmiş
Yan masada iki kafadar, gözler kızarmış, sözler kirlenmiş
Asıyor, biçiyor, kesiyor beli ki sağlam terkedilmiş
Nihayet garson elinde tepsi ile geliyor
Geçici mutluluğu, rakıyı, buzu, suyu yüklenmiş
Beyaz peynir gibi bir kaç şey daha ikrammış
Önce insanın içini gıcıklayan kulağı tırmalayan ses
Sonra renklerini değiştirdi, tepemden bakan ışıklar
Hayır, hayır. Sarhoş değilim. İçki de içmem ki ben
Sahne tarafına başını çevirdi merakla herkes
Kırmızı elbiseli kıvırcık saçlı kadın ki enfes
Öne ayrılık şarkıları sonra türküler söyledi nefes nefes
Öylece misafir olarak kaldı rakı, buz, su ve diğerleri
Saymadım kim bilir kaç sigarayla zehirledim ciğerleri
Kırmızı elbiseli kıvırcık saçlı kadının sahnesi bitti
Eh benim içinde meyhaneden ayrılık vakti
İçmeden şarkıcı kadının söylediği şarkılar mest etti
Varıp gitmeli, hayal dünyasından ölümlü hayatın
Gerçekliğine, hüzne, ayrılığa, acılara, dişlisine zamanın
Aman acele et! hemen koşarak getir benim hesabı
Belli mi olur, ecel beklemeyiverir bugünkü sabahı
Yunus Hüseyni
Kayıt Tarihi : 16.1.2025 22:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!