Serçeyi öldürmek
Kesmekti bileğini
Bileğini kesmek
Serçeyi öldürmek
Kanadı mumdan
Tüyleri güneş
Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Devamını Oku
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Yaşattı
Yaşattı o yüzden
Savaştı
Sonuna dek
Yaşatmak Allah'ın işidir.
Tabiki burada mecazi manada.
kutlarım.
Kan ve ölüm ikilem ile tahterevalli oyununda.
Durup beklemedesin, serçe ve bileğin şimdilik eskisi gibi. Fakat... Biri karşıdakini otomatik koşutlukla yok ediyor. Neden..? Birinci ve ikinci bölüm arasında okuyucu yazıyor nedenleri boşluğa. Eşdeğerli birebir tümleşmiş faktör.
Kanadı mumdan, tüyleri güneşten ise uçmak istediğinde uçma, süzülme, açılma duygusunu yaşayamayacaksın. Kanat açıldığında erime haline dönüşecek, yok olma aşamasına gelecek ve çatıyı ayakta tutan tüylerin ısısıyla kanat yok olacak, büyük ihtimal, hatta kesinlikle yere çakılacaksın. Geriye kalacak olan birinci bölüm ikilisine benzer, bir şahmerdan gaga artık ne işe yarayacaksa ve bir gümüşleşmiş kuyruk.. Çakılmadan ve yangın yerinden ortada kalan şahmerdan gaga ve gümüş kuyruk tahterevallisi Gaga serçeyi, gümüş kuyruk bileği kurtaracak.Erişimi önleyen geçit tıkanmaları,
kavşaklarda tıkanmanın hayata açılması işaret parmağının ucunda.
Şiirin dördüncü bölümü insan beyninin geçitlere sıvanmış şekli. İnsan ruhunun pis yönünü ilaçlıyor.
Sinir kurcalandı. Bilek kesilir serçe ölür, serçe ölür bilek kesilir. Şahmerdan işler. Ters geçitte amacını kendisinin de bilmediği ışıklar yanar söner. İnsan denilen yaratığın iki hezimeti yaşatmak için savaşması. Yaşatmak için savaşmak ne büyük bir zaafiyet aslında. Çoğunlukla savaşmak için yaşadılar. Kahramanlığın adı bu oldu.
Şahmerdan.. ve Gümüş Kuyruk..
Tahterevalli..
Kanadı mumdan
Tüyleri güneş
Gaga şahmerdan
Kuyruğu gümüş
bana bu kuş serçeden çok martı gibi geldi...
seninle özdeşleşmesinden kaynaklanan bir durum mu diye düşündüm ama değildi ...
yukarıda ki bölüm bir serçenin yansıttıkalrı olamazdı .. çünkü serçenin ya kanadı kırılşır ya da yuvası yıkılır edebiyat dünyasında .. ama martı seninle güzel yerlerde ...
tbr
Aydınlık ve sıcak bir ülkeye uçmak için havalandığında kuş, dönüşü yoktur bu uçuşun. Başa dönmenin yolu, çıktığın noktanın gitmeyi hedeflediğin nokta ile aynı aydınlık ve sıcaklığa ulaşmış olmasıdır. Bu güç kuşta değildir. Kuş sadece uçacaktır. Belki bir daha dönmeyecek, hep sıcak ülkede kalacaktır. İnadı yuvasının sıcaklığı için değil, dünyasının sıcaklığı içindir.
kar yağdığında dışarda kalmış yuvasız br serçeye benzeriz kimi zamanlar
küfür gibidir bu
ama
aması var işte(yaşamak bir mucizedir)
umutsuzluğa savaş açmış bir ''kişiliğin'' yerleştiğini görüyoruz/um şiirin arka fonuna..
belki aramızda (sokaklarda) yaşayan birisi sait faik öykülerinde olduğu gibi ama içi ( yüreği) tuhaf bir şekil almış..
Kanadı mumdan
Tüyleri güneş
Gaga şahmerdan
Kuyruğu gümüş
..
Feneri(Işığı) kendinden menkul
Kendine zimmet pırpır edişi
şahmerdan gagalı bir yaratık zarif bedende.
şahmerdan kelimesi sn Arasın sözünü ettiği gibi çağrışımlı bir kelime
.. yeğenimin staj yaptığı yerde denize kazık çakmak için gemiden sallanarak kullanılan devasa tokmak..
babamın demirci dükkanındaki en büyük çekiç..
şahı merdan ise Hz aliyi remz eder Türk halk şiirinde..
O' nun güç ve kuvvetine nisbetle mi acaba bu büyük balyozlara şahmerdan demiştir zanaatkar esnaf..
Naif ama sakin ve karşı konulmaz bir gücü andıran mitolojik bir kişilik gördüğüm doğruysa eğer şiirin arkasında yorumlarım doğru yolda demektir.
Bahse konu kişinin ''şahmerdan gagasına ''zoomlanışı şiirin destansalığını daha bir sağlamış demek geliyor içimden.
doğallık içinde gelişen sıradanlığın esrarengiz gücünü sevmektir belki umut
Saygılarımla
nedense sizden daha iyilerini okumayı umuyorum...
Şahmeran olsaydı işim kolaydı, ama şahmerdan.
Şahmerdan hiç bilmediğim bir sözcük.
Sözlüğe baktım.
1. Vurucu ağırlığın mekanik olarak yükselmesi ve düşmesi sonucu dövme işlemi yapan makine. 2. Bir yapının temel kazıklarını çakmakta kullanılan bir çeşit araç. 3. Çok ağır bir çeşit tokmak veya çekiç.
Yararlandığım bir başka kaynak, sözlüğümün 2. olarak aldığı anlamı biraz daha açtı zihnimde. Gevşek zeminli arazilerde yapılan inşaat çalışmalarında kullanılan bir iş makinesi imiş. Gevşek zemini sıkıştırmak için kazık çakma işleminde.
Fakat bütün bu araştırmalar hiçbir işe yaramadı, çünkü sözü edilen alet ve makinaların hiçbirini görmedim. Görmüşsem bile, gördüğümün şahmerdan olduğunu bilmedim.
Dolayısıyla şiirdeki görevini kavramam ve yerine getirmesi gereken çağrışım etkisinden yararlanmam benim için olanaksız.
Fakat kulağa hoş gelen bir sözcük.
Bunun da ötesinde, alıştığımız sözcüklerin dışından seçilmiş, az kullanılmış ya da hiç kullanılmamış sözcüklerin şiire girmesine taraftarım. Doğru bulurum. Gerekli bulurum. Zihnimizi yepyeni çağrışımlara zorlar.
Şahmerdanı bırakırsak, ( esasında bırakılamaz, çünkü sadece bir dizede geçmekle kalmamış, şiire adını da vermiş, ne yapalım ki ben çaresizim)...
İlk dörtlük ve son iki dörtlükle sorunum yok, kimsenin olacağını da sanmıyorum.
İkinci dörtlükte önce gerçeküstü bir varlığı kafamda canlandırıp sonra neleri esinlendireceğini düşünmek zorundayım fakat bu keyifli bir uğraş.
Kanadı mumdan
Tüyleri güneş
Gaga şahmerdan
Kuyruğu gümüş
*****
Üçüncü dörtlüğü anlamlandırabilirim. Büyük bir sıkıntı yaşamıyorum.
Kolay mı çekmek ipi
Bile isteye
Kavşak dilinde
Kolay mı kesivermek yolu
*****
Dördüncü bölüm şiirde en beğendiğim kısım. Çok çekici bir söyleyiş güzelliği buldum, gelgelelim kime ya da neye yükleneceğini -yine ben- çıkaramadım.
İşaretler tersine
Pürüzde kırmızı zemin
İçine içine zehirin rengi
Feneri kendinden menkul
Kendine zimmet pırpır edişi
*****
Dürüstçe bir ara verip şöyle diyeceğim. Zehir sözcüğünü çok fazla kullanıyor Aynur Uluç. Bir çok şiirinde geçiyor. Çağrışımı çok belli bir sözcüğün bu kadar sık kullanılması bir şair için iyi midir, kötü müdür çok kestiremiyorum açıkçası. Kişisel fikrim bunun bir olumsuzluk olduğu. Fakat tartışmaya açık.
Zehir sözcüğü ile ilgili ikinci bir sakıncadan söz edeceğim ki, büyük olasılıkla sadece sevgili Aynur anlayacak, dün onunla uzun, ayrıntılı, tatlı bir sohbet yaptığımız ve de bu konuya değindiğimiz için. Zehir sözcüğü -kuşkusuz benim algıma göre- şiddeti yüksek bir sözcüktür.
Yani şair için kırmızı işaret levhası gösteriyorum. ( şiir için tehlike sinyali)
Sanırım bu konuyu sayfamda işlemeliyim.
*****
Son ve bütün olarak şiire baktığımda okunuşu bir hayli keyifli ve fakat yukarıda kısaca açıkladığım nedenlerle benim için açıklanmaya muhtaç bir şiir.
Eksik ve yetersiz kaldım bölümleri birbirine bağlamakta.
Dolayısıyla anlamlandırmakta.
*****
Şiire tekrar döneceğim kesin.
Şiiri tüm zenginliğiyle yakalayabilecek yorumcuların ifadelerini merakla bekleyeceğim de bir o kadar kesin.
Şaire ve yorumcularına şimdiden sevgiler, saygılar.
güzel hoş bir şiir şarkısı da içinde sanki.
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta