Tam saatli zamanlardan biriydi birkaç dakika önce. Karşıma oturdum, iki kafadar sustuk öyle, kendime bile diyecek tek bir lafım kalmamış. Kulak verdim geceye, gecenin sessizliğine, yine o kederli sesiyle eti, kemiğe bulamıştı. Zaman, ürkek bir kuşu saklıyordu kendi içinde; üzgün, yorgun, biraz da yaşlıcana bir kuş. Sesini duymak istercesine pervaneleşsin isterken yelkovan, hece, hece geçiyordu bu gece zaman. Zaman kekemeydi, guguk, guguk ederken benliğimi düşünceye meyletti. Düşlerime tebelleş olmuştu kalleşçe gidişin!
Ruhun, bedenini terk etmiş potansiyel bir suçlu!
Seni, Sensiz bırakmış her bedende insanlığı soyunduğundan!
İki uçlu dilin: konuşurken zehirli, öpüşürken sihirli;
Kifayetin, her gömlek değiştirişinde özüne meyilli…
Az ötemde kan içinde dizlerin,
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta