6
‘Pembe de hanım ne bakarsın saraydan?
Kötü bizsek ko çıkalım aradan.’
Karanlık geceye solgun aydınlık veren lapa lapa bir kar yağıyordu.
Kar tanelerini riri iri, beyaz tohumlar halinde karanlığa savuran öfkeli bir rüzgar, pencerenin kanatlarına kanatlarına, camlarına camlarına saldırıyordu. Duvardaki çiviye asılı beş numara gaz lambasının alevi, olduğu yerde pırpırlıyor, alçalıyor, yükseliyor, kısılıyor, açılıyor, dibinde bıraktığı karanlığı büyültüp küçültüyor, lambanın soluk ışığını emmeye çalışan uzak duvarlar, koyu maviden kör siyaha dönüşüyordu. Köşedeki üç ayaklı, yuvarlar ve küçük sac sobada ışık yoktu. Yeni binanın soğuk odasında, soba duvarlardan, duvarlar sobadan sıcak dileniyorlardı. Sıcak… Bir parça sıcak… Bir dilim sıcak… Allah rızası için sıcak…
Pencere önünde, ceketinin yakaları kalkık olarak ayakta durup dışarıdaki karanlıklara bakmakta olan delikanlı, rüzgarın savurduğu kar tanelerinden gözlerini ayıramıyordu. İlerisi görünmeyen derin karanlıklarda, ciğerleri çok kuvvetli bir köpek honk honk diye bağırdı. Tek kat tuğla duvardaki pencerenin pervazlarından saldıran soğuk rüzgar yüzünü yaladı. Elbiselerinin altında biryerlerin ürperdiğini duyan delikanlı, durumunu değiştirmeden:
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta