Karısının her zaman çalıştığı köşeye, o tepeleme torba, çuval yığılı köşeye, o ayni zarflarla dolu masaya baktı. İçinin biryerlerinde birşeyler koptu. Gözlerine inanamıyordu: Karısı orada, o alışılmış köşede, o alışılmış masada yoktu. Yerinde birileri, bir başkaları, bir tanımadıklar çalışıyordu.
‘Birileri ama O değil… Minicik değil… O değil… O değil… O yok… Minicik yok… Onbeş gündür hiç mektup göndermeyişi işte bunun içinmiş… O yok… Minicik yok…’
Tanımadığı birine:
- Mine Hanım nerede?
Diye sordu. Adam işini bırakıp yüzünü buruşturarak ona baktı:
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,