Karısının her zaman çalıştığı köşeye, o tepeleme torba, çuval yığılı köşeye, o ayni zarflarla dolu masaya baktı. İçinin biryerlerinde birşeyler koptu. Gözlerine inanamıyordu: Karısı orada, o alışılmış köşede, o alışılmış masada yoktu. Yerinde birileri, bir başkaları, bir tanımadıklar çalışıyordu.
‘Birileri ama O değil… Minicik değil… O değil… O değil… O yok… Minicik yok… Onbeş gündür hiç mektup göndermeyişi işte bunun içinmiş… O yok… Minicik yok…’
Tanımadığı birine:
- Mine Hanım nerede?
Diye sordu. Adam işini bırakıp yüzünü buruşturarak ona baktı:
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,