4
‘Anacanlar… Söz isterim; söz içinde söz ola,
Ölçü-tartı, tamam noksan, mizana gel, gelelim.’
Delikanlı Tokat ‘a doksanbeş lirayla indi.
Tokat, Sivas ‘a göre küçüktü Küçük kentlerin tümünde olduğu gibi bir tek ana caddesi vardı. Caddenin her iki ucu ağaçlıklar, yeşillikler, bağlar, bahçeler arasında kayboluyordu. İşyerleri çoğunlukla önemsizdi. Ortalama ticaret, köylülere gereken bez-çaput satışından ibaretti. Bunun dışında bakır işleyen bir fabrikayla bazı lastik fabrikalarının sözü edilebilirdi. Sert ağaç sanayi de, kentin ticaret hayatında yeni yeni söz sahibi olmaya başlamıştı.
Binalar, göründüğü kadarıyla eski tipti ve iki katı aşanına çok rastlanmıyordu. Yerleşme kesimleri kente doğudan ve batıdan bakan yüksek yamaçların üzeriydi. Ana cadde bu evlere bakarak ortadaki çukurluktan geçen bir ırmağı andırmaktaydı. Ama cansızlaşmış, ama sıcaklardan suyu çekilmiş, ama dayanıklığı tükenmiş bir ırmak.
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta