Delikanlı arabaya tırmanıp bindikten sonra kapıyı çarparak kapattı. Araba sallana sallana yola çıktı. Kafasındaki eski fötrü tamamen geriye itmiş olan kalın bıyıklı, sert kemikli, kalın kaşlı, ciddi görünüşlü şoför, gür bir sesle ve yüzüne bakmadan sordu:
- Sigaran var mı?
- Birinci.
- Ver.
Sigarayı arabadan çektiği çakmakla yakan şoför derin bir nefes aldı:
- Niye filtreli içmiyorsun?
- Alışkanlık.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Güzel ve çok güzel tebrik ediyorum saygılar Gülay MORGÜL
adkıcı bir dille kaleme alınmış ki bir çırpıda okudum çok güzel bir hikaye
saygılar
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta