Karanlığın anlamsız boşluğunda
Kaybolan düşlerim mi seni geri getirecekti?
Yoksa, dikkatini kapalı kapılar ardına diken gözlerim mi?
Sımsıcak yüreğim ardında usulca bekleyen korkulu gözlerim…
Gecenin sıcaklığı ağırlığınca basıyor yatağıma
Nemli yastığa koyduğum bu yorgun beden
Bu bedeni yoran senden kalan, kanayan izler
Huzurunu arıyor ağlayan duvarlardaki sensizlikte…
Bu kanatlar aşkımı sana uçurabilmek için yaratıldı
Bu masmavi gözler
Masum, çocuksu hisler
Hayatımı bedenimden çözen bu ipler
Şahlanan ürkek bir arap atının nallarında yüreğim şimdi
Sana doğru yol almakta bu son rüyada…
Şakası yok kaderin, yazılan hayatın alınlarda
Saçlarını yalayan rüzgarın fırtınadan önce
Kavuşmadan gidenin boşluktan önce
Seni son bir kez daha göremeden önce…
Sürgünüm, git gide yayılan arsız acılara
Dertlere başkaldıran asi ruhum
Kalpsizler ayaklarımın altında kum taneleri
Bedenimi iğneleyen bu sisli acı
Sana kavuşmuş şimdi en güzel renginde
Sarmalamış seni yasak mevsiminde…
Kayıt Tarihi : 17.11.2006 14:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!