Asırlar önce, himmetle kurulmuş asil devletimin;
Yongalanmış bağrındasın, yıkılmayan muhkem evladı!
Zulümle yağmalanmış, kan dökülmüş yaralı toprağında;
Yeniden başlayacak yolun sonundasın, şahitsin dedem!
Sol yanıma mıhlanmış muazzez dizelerinle;
Sıkılmaktan yorulmuş, yavuz yumruğumdasın!
Sönsün! Çevremizde yakılan, harlanmış azgın ateşler.
Çehremizden dökülen, merhamet dolu yaşlar dursun!
Sana omuz yaslayan mazlumun, duayla açılan avucunda;
Rahmet yağan yakarışından başka, inancı da var dedem!
Vatan bir, devlet bir, bayrak ve kıble bir.
Vicdana sığmaz ihanet, şahlanmış hür millet bir!
Afakında nur bitmiyor, zincir vurulamadı ahi milletime.
Şehitlerimiz rahat uyuyor, kimse göz koyamadı serhaddine!
Yavrusunu toprağa veren ananın, ağıt döken mağrur dilinde;
Göğsüne sığmıyor gururu, şan dolu, şeref yaşıyor dedem!
Tek dişi kalmış canavarda, değişen bir şey olmadı.
Şafaklarda nazlanarak dalgalanan bayrağın, solmadı!
27.01.2008 16.00
Kamil ÇağlarKayıt Tarihi : 29.1.2008 14:58:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ahi : Cömert, kardeş. Nur : İlahi bir güç tarafından gönderildiğine inanılan parlaklık. Afak : Ufuk. Serhat : Sınır boyu. Rahmet : Birinin suçunu bağışlama, yarlıgama, merhamet etme. Asil : Soylu. Hür : Özgür; Özgür bir biçimde. İhanet : Gerektiğinde yardımda bulunmama, bir kimsenin güvenini yok etme. Yavuz : Güçlü, çetin; İyi, gürbüz, güzel. Merhamet : Bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma. Muazzez : Sayılan, saygı duyulan, sevgili, aziz. Çehre : Yüz, görünüş, kimlik. Himmet : Çalışma, emek, gayret. Avuç : Elin yarı yumulmuş hali. Mazlum : Sessiz ve uysal, boynu bükük. Azgın : Gözü hiçbir şeyden yılmayan. Vicdan : Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç Har : Sıcak, kızgın, yakıcı. Muhkem : Sağlam, sağlamlaştırılmış. Yonga : Kesilen, yontulan veya rendelenen bir şeyden çıkan parça, kamga. Zulüm : Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıygı, acımasızlık, eziyet, cefa. Mıh : Çivi, büyük çivi. Dize : Şiirin satırlarından her biri, mısra.
Tek dişi kalmış canavarda, değişen bir şey olmadı.
Şafaklarda nazlanarak dalgalanan bayrağın, solmadı!
Tebrikler dost, işte bir milletin asil duygularını anlatan nezih dizeler. Solmadı, solmayacak ilel ebed. Bu şiire ben de bir şiirimle destek vermek isterim izninizle.
Selam ve sevgiyle.
-------------------
* ŞaHLaN EY! *
Sabrın da bir sonu var çektiğim artık yeter
Şahlan ey deli gönül dertli bakıyor hilâl!
Beklemek büyük gaflet susmak ölümden beter
Şahlan ey deli gönül, yaşlar döküyor hilâl!
Kem sözler gönüllere kir olup bulaşmadan
Kardeşlik duyguları kin kusup çelişmeden
Kasvet veren bulutlar ufkumda dolaşmadan
Şahlan ey deli gönül, hüzün çöküyor hilâl!
Bin türlü haksızlığa çıkmaz mı akıl yoran?
Kan ağlıyor milletim yok mudur bir durduran?
Yolun bekliyor gözler gelmez mi hesap soran?
Şahlan ey deli gönül, azap çekiyor hilâl!
Hiddet yüklü bakışlar kor aleve dönerken
Bacalar Hakk uğrunda birer birer sönerken
Can bu kadar ucuz mu hain kurşunlar yerken?
Şahlan ey deli gönül, şafak söküyor hilâl!
Bayrağım boynu bükük mahzun bırakma sakın
Bomboş geçerse vakit perişan günler yakın
Sıyrıldı kılıç kından kifayet etmez sükûn
Şahlan ey deli gönül, artık bıkıyor hilâl!
Kalplerdeki yangına başka hicran katmayıp
Sırtımdan vuranlara hiç merhamet etmeyip
Zafere varmak için yanlış yoldan gitmeyip
Şahlan ey deli gönül, şimşek çakıyor hilâl!
(17.08.2007)
Burhanettin Akdağ
Şehitlerimiz rahat uyuyor, kimse göz koyamadı serhaddine!
Yavrusunu toprağa veren ananın, ağıt döken mağrur dilinde;
Göğsüne sığmıyor gururu, şan dolu, şeref yaşıyor dedem!
Tek dişi kalmış canavarda, değişen bir şey olmadı.
Şafaklarda nazlanarak dalgalanan bayrağın, solmadı!
27.01.2008 16.00,,,,,,,,,,,,,
BİZİ ESKİ DEVİRE GÖTÜRÜP TEKRAR GETİRDİNİZ TEBRİKLER,
TÜM YORUMLAR (13)