sararmış yüzlerin gövdelenmiş ağaç hıçkırığı
toprağı bol olsun kederlerin kapadık gözlerimizi
herkes kendine ait bir rüya -rüya içinde masal
söz kuşlarının uçurduğu gizemli varsayımlar içinde
düz çizgiden sapan kırık yollar
parçalanan ufuklar
sevgilerin
sevgililerin
üzüntülerin kederlerin
serkeş yorgunluğu
ve
gönül yaralarımızın buluştuğu en son durak
darağacı
kim bilir
kaç sevda infaz edildi kaç aşk öldü sol kaburgamızda
dalgakıranların yüz görümlüğünde
sahipsiz kutsal
ehramlarda
-sus
metaneti- mizi paramparça eden hayat
kendimi uyandırmak için kaç gece eskittim koynunda
kaç uykuyu feda ettim ateşli fırtınaların ucunda
küp küp parçalara ayrıldım her gece her bir küpte
yalnızlığımla baş başa kaç koşu bitirdim
sayısız savaşlarımın
sayısız yenilgilerimin kayıplarımın
çetelesinden ibarettin ey! hayat
artık şaşırtmıyorsun beni
şaşırtmıyor insanlar
hangi tılsımlı aşk açar kalbimin sol anahtarını
hangi melodinin ince ezgisi okşar saçımın tellerini
hangi altın tas yıkar yaralarımdan
akan kanı
gidebilirdim
uzun uzadıya düş cennetlerine aklım fikrime sahip çıkabilseydi
şimdi yarım kalmış bir masalın noksan sayfalarında
yoklardayım
gezegenin saklı ormanlarında evrim geçirmiş bir ruh-um
derin uykuların bâkir elçilerinin atlas yorganı üzerimde serili
sonsuzluk napsın beni
10052024
22:26
Kayıt Tarihi : 16.5.2024 22:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!