İkinci tufan El düşüncesinin ikamesi için El düşüncesini uygulama içine getirene kadar olan geçmiş hafızanın, silinmesiydi. El mana anlayışının süre gelen geçmiş hafıza karşısında, hafıza silimi olmadan başka türlü dikiş tutma şansı yoktu. Bu nedenle El boşuna mı “önce (evvel-bidayet) olan benim. Son (ahir) olan benim”, diyordu. El delilendiği için mi “Benden öncesi ve benden sonrası yoktur,” diyordu.
İttifak dediğimiz ilk tufanlar, Sümer ve Babil’deki anlatımlarda yeri gökten ayırıyordu. Aşağı topraklar olan Sümer’in Sinaar bölgesini yukarı Akad topraklarından ayırıyordu. Ve bu ayırma işlemi grup temsilciler olan ilahlara, daha sonra da ilah grubu insanlara isim vermeyle devam ediyordu. Bu yeni ilişkileniş biçimleri içinde olup bitenler tamamen totem hafızada olmayan bilinçlenme ve travmalardı.
İttifaklar söze başlarken “Lam Abubi-tufandan önce” ve “Arki Abubi-Tufandan sonra” diye sözlerini sürdürüyorlardı. Tufan öncesi dönem, çevreden izole olan; etrafından soyut olmuş totem dönemdi. Tufan sonrası, üretim hareketini başlatanlardı. İnsanı ortaya koyanlardı. Uygarlığı ortaya koyanlardı.
Ve Nippur, Eridu, Bad-tabira, Uruffak, Larak, gibi beş kült merkezini ittifak dediğimiz ittifakın merkezi yapacaklardı. Sırayla yönetimin üstlenileceği yapı konfederasyona katılıyorlardı. Eğer tufan söylendiği gibi su basması gibi bir durum olsaydı, hiç tufan gibi bir yıkımdan sonra “beş şehir” ortada kalır mıydı? İttifak yapmayanlar bu sayı içinde değiller bile.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta