Ey işçi!
Solcuları suçluyorsun ‘devlet düşmanı’ diye,
‘Düzene karşıdır’ diye,
‘Din düşmanıdır’ diye,
‘Vatan hainidir’ diye,
‘Sosyalisttir’ diye,
‘Komünisttir’ diye,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
1 Mayıs'ta meydanları dolduran yüzbinlerce işçi fotoğrafını kolaj yapıp bir Türkiye haritasının içine yerleştirelim... Bu fotoğrafının üzerini işçilerin verdikleri oylara göre) renklendirelim... Göreceğiz ki son seçim sonuçlarının partilere göre dağılım renklerinin bir benzeri çıkacaktır...
Bu ne yaman çelişkidir....
kaleminize sağlık sayın Bülent Anamur...
Didaktik bir şiir olmuş. Keşke bu şiir bütün iş yerlerine asılsa da okunsa demek geçti içimden. Yüreğinize sağlık.
bükent anamur 1 maysıla ilgili sol le ilgili söyleneceklerine güzel işlemişsiniz şiirde o işçiler sömürüldüğünü bile bilen bir dşn iman edbiyatı ile uytuldular keşke dini imanıda tam öğrenseler kar sakallaı ak sakalloı yobazlarada şanmayacakal amma onların yalanlarına riyalarına inanıyorlar ,şte siz i candan kutluyorum
Bilir misin nasıl ortaya çıktı BİR MAYIS?
Nasıl bir katliam oldu o Taksim meydanında?
Nasıl ıslatıldı kırmızı elbiseli kadın?
Nasıl ayaklandı halk?
---Bülent bey duygu seli gibi bir şiir okudum beğeniyle kutluyorum.
duyarlı yüreğini kutlarım harika bir taşlama ....okumadan ,araştırmadan,konuşuyorlar cahil çok ....çok bilmiş çoğaldı Cumhuriyet sayesinde ama beyni gelişmeyen çok adam var daha,bir gün bir arkadaşıma dedimki solculuğa tıp tutuyorsun nedir solculuk kominist bana bir tarif edermisin dedim,akşam dedi biraz bilgi edineyim yarın cevap veririm sana dedi neyse bir gün sonra geldi ne yaptın araştırdınmı dedim evet dedi ,şimdi konuş bakalım deyince valla ben işçiyim kitaplardan okuyunca bizim solcu olmamız lazımmış dedi,kardeş okusa herkes işçi nedir kimdir ilk sendikayı kim kurdu,araştırma okuma yok gelişi güzel atıyorlar.
Ben bu şiiri okudum ve yanıtladım Bülent. Fakat sayfanda yorumum yok. Sanırım grupta yanıtlamış olacağım.
Dinin, milliyetin, siyasetin, anlayışın…
Her ne olursa olsun senin hayata bakışın…
Ama sen de sahip çık sana ve senin haklarına!
Kendine göre kutla sen de BİR MAYIS’ı;
Eve kapanma, meydanlara in sen de,
Kutla bayramını,
Ara haklarını, bekleme başkasından!
Bekleme!
Bir mayıs işçi ve emekçinin bayramı herkese KUTLU OLSUN..SEVGİLER..
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta