Seni tanımak,
İlkbahar mevsiminde açan tomurcuk gibi
Yada açmak üzere olan kırmızı bir gül
Yaz aylarında serin ağaç kavuklarında
Yaşayan renga renk kelebekler gibi,
İçimdeki seni nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum
Dün akşam
Beni bir uçurumun dibinde buldular
Üstüm başım yırtık
Elim ayağım kırıklar içinde
Parçalanmış avuçlarımda
Yüreğim sapa sağlam çıktı
Gözlerin iki dünya bende
İlham olur yüreğime her bakışın
Aşk sözleri dökülürken dilimden
Kalem tercümanımdır benim
Uyku tutmaz gecelerde
Hüzün düştümü içime
Aklım ilkbaharı
Yüreğim son baharı yaşıyor bu gün.
İçimde yaprak dökülüyor
Susuz kalmış ağaç gibi kurumaktayım
Kimse fark etmiyor susuz kalışımı
Köhne bir yerde kaderine terk edilmiş
Dün canım olan
Yarın, düşmanım olmaz benim
Yaşananların hatırı hep saklı kalır,
Hatırları hep sorulur selâmları hep alınır…
Sildiklerim vardır bir de,
Onlar yanlışlarım ve pişmanlıklarımdır
Kızıla çalan renkli saçların
Karanlık bir gecenin aydınlık yüzü gibi
Parlıyor gözlerimde,
Ne zaman seni düşünsem
Yakamoz gibi yansıyor
Parlayan gözlerin gözlerimde,
Aylardan şubat bu gün
Benim seni düşündüğümü,
Nerden bileceksin.
İçim titriyor,
Sen aklıma her gelişinde
Ey sevgili,
Ayrılık kapıyı çaldığında
Habersiz gidersen bir gün
Anılarını al öyle git
Yaşanmışlıkları sil benden
Bir yabancı olalım senle ben
Bir bahar akşamı
Ay ışığının altında
Seyrederken yıldızları
Düşüncelerimde var oldun ansızın
Ciğerime çektiğim sigaranın dumanında
Kadehler kaldırdım şerefine
Zindana atılmış ruhum bir suçlu gibi
Haksız suçlamaya zabıt tutulsun istiyorum
Kimse oralı değil,
Yalvarırcasına bakar gözlerim
Korkum ölmekten değil,
Korkum haksız yere suçlanmak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!