Esençay’ın başına bindirip yüceltmişler,
Zemine bin halı, adına Şahin demişler,
Bin desenden bir halı ibrişim yumağından,
Belirivermiş sanki bir mimar direğinden.
Deşersem, sinesinden bin manayı okurum,
Ondaki muhabbeti ben gönlümde dokurum,
Sende şekillenmiş yeşilin yüzlerce tonu,
Koymasınlar ne olur, sun’i çirkin betonu.
Sen böyle çok güzelsin, benim şirin Şahinim,
Gelsin de ilham alsın, pas gönüllü şairim.
Kırılsın seni görüp yazmayan o kalemler,
Yetmez, yetmez yazmaya az geliyor kelamlar.
O Kiraz Pınarına insem de suyun içsem,
Açılsam yamacına kaküle çiçek biçsem.
Nazlı yare götürsem biçtiğim çiçekleri,
İşlesem dantel gibi sendeki gerçekleri.
Az gelir bu iplikler seni hiç işleyemez,
Bırakınız gündüzü, geceler düşleyemez.
Bir köşene oturup izlesem sağı solu.
Ta uzaktan göründü baksana Samsun yolu.
Tam karşımda duruyor Akdağ’ın o zirvesi,
Eteğine dökülmüş aşkımızın nüvesi.
Yere gelmez sırtını, Boğalı’ya yaslamış,
Güllerin goncasını damlasıyla ıslamış.
Yeşilin binler tonu yönelmiş göle dolmuş,
Gelin görün yarenler gölümüz cennet olmuş,
Miskten kokuya doymuş karşıdaki çiçekler,
Yardaki koku ile gönlüme girecekler.
Asırlık gürgenlerin o serin gölgesinde,
Türkü dinler gibiyim şu kuşların sesinde.
Çökerken ulu duman bu Şahinin başına,
Düşecek şemmeler hep o kavrulan döşüne.
Renk gelecek eşyaya dökülen yağmur ile,
Nasipsizler göremez bu sözler hep nafile.
Olsun! Yine Şahin’e söylenir bu sözlerim
Bu gün geldim de gördüm yenisini özlerim.
(Taşova,16.05. 2007)
Kayıt Tarihi : 21.5.2007 13:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiiri okuyunca Şahin Yaylası'nı görmüş, gezmiş gibi oluyoruz. Gözün gördükleri ile ruhun hissettikleri bir bütünlük içinde anlatılmış.
Şahin Yaylası'nı beş duyu organıyla yaşıyarak anlatmışsınız. Görmüş, dokunmuş, koklamış, tatmış ve dinlemişsiniz. Şiir bu yönüyle çok başarılı, çok güzel.
Ancak; şekil yönünden baktığımızda bendeniz bocaladım. aa, bb, cc şeklinde kafiyelenmiş beyitlerle yazılan (yazılması gereken) mesnevi şeklindeki bu nazmı niye müseddes şeklinde yazdık. Üstelik her bendin kendi içinde bu şekilde yazmamızı gerektirecek bir kafiye bütünlüğü de yok.
Zat-ı âlinizle bizzat tanışmış olmamdan da cesaret alarak bu konunun tarafınızdan açıklanmasını (öğrenmek, yararlanmak adına) istirham ediyorum.
Saygı ve muhabbetlerimle.
Düşecek şemmeler hep o kavrulan döşüne.
Renk gelecek eşyaya dökülen yağmur ile,
Nasipsizler göremez bu sözler hep nafile.
Olsun! Yine Şahin’e söylenir bu sözlerim
Bu gün geldim de gördüm yenisini özlerim.
Ömer hocam, bana şahin yaylasına gideğini söyledin ama böyle güzel bir şiir yacağını söylememiştin, üstelik giderken bana haber vermedn alacağın olsun, harika şiir anlamlı dizeler can-ı gönülden tebrik ediyorum, selamlar..
TÜM YORUMLAR (3)