** ŞAHiN YAYLASI * Şiiri - Ali Rıza Atasoy

******Şahin Yaylası**** //***Amasya’nın Taşova İlçesine bağlı Esençay Beldesi yakınlarındaki mesire alanıdır. Bu alanda, 2005 yılından itibaren her yıl Temmuz ayında Esençay Belediye Başkanlığı öncülüğünde geleneksel yayla şenlikleri düzenlenmektedir.Geleneksel Şahin Yaylası Şenliklerinin birincisine Esençay Belediye Başkanımızın daveti üzerine katılmış bu güzel tabiat parçasını ilk kez o zaman görmüş ve hayran kalmıştım. Esençay Beldesine 9.km mesafede olan ve beldeyi geçtikten sonra kıvrım kıvrım giderek yükselen yoldan ulaşılan bu güzel yaylayı daha sonraki günlerde ve yıllarda da her mevsim görmek kısmet oldu.Sonraki günlerde, bu güzel tabiat parçasının özellikle ilkbahar mevsimindeki güzelliklerini tasvir eden bir şiir yazmayı çok istiyordum ama bir türlü kısmet olmadı. ******12 Mayıs 2007 tarihinde Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu adına düzenlediğimiz Boraboy Şiir Etkinliği programından sonra yaklaşık bir hafta süreyle göremediğim şair dostum Ömer Celep, 16 Mayıs 2007 günü bana uğradı. Kendisini görünce “Hayırdır Ömer hocam çoktandır görüşemiyoruz, nerelerden geliyorsun” dedim. Ömer hoca her zamanki tebessümlü yüzüyle “Sormayın hocam harika bir manzara, müthiş bir güzellik Şahin yaylasından geliyorum, bu mevsimde oranın güzelliğini anlatmaya sözcükler kifayet etmez ama ben şu şiiri yazdım” diyerek aşağıdaki şiiri gösterdi. *************Şahin Yaylası*** Esençay’ın başına bindirip yüceltmişler, Zemine bin halı, adına Şahin demişler, Bin desenden bir halı ibrişim yumağından, Belirivermiş sanki bir mimar direğinden. Deşersem, sinesinden bin manayı okurum, Ondaki muhabbeti ben gönlümde dokurum, Sende şekillenmiş yeşilin yüzlerce tonu, Koymasınlar ne olur, sun’i çirkin betonu. Sen böyle çok güzelsin, benim şirin Şahinim, Gelsin de ilham alsın, pas gönüllü şairim. Kırılsın seni görüp yazmayan o kalemler, Yetmez, yetmez yazmaya az geliyor kelamlar. O Kiraz Pınarına insem de suyun içsem, Açılsam yamacına kaküle çiçek biçsem. Nazlı yare götürsem biçtiğim çiçekleri, İşlesem dantel gibi sendeki gerçekleri. Az gelir bu iplikler seni hiç işleyemez, Bırakınız gündüzü, geceler düşleyemez. Bir köşene oturup izlesem sağı solu. Ta uzaktan göründü baksana Samsun yolu. Tam karşımda duruyor Akdağ’ın o zirvesi, Eteğine dökülmüş aşkımızın nüvesi. Yere gelmez sırtını, Boğalı’ya yaslamış, Güllerin goncasını damlasıyla ıslamış. Yeşilin binler tonu yönelmiş göle dolmuş, Gelin görün yarenler gölümüz cennet olmuş, Miskten kokuya doymuş karşıdaki çiçekler, Yardaki koku ile gönlüme girecekler. Asırlık gürgenlerin o serin gölgesinde, Türkü dinler gibiyim şu kuşların sesinde. Çökerken ulu duman bu Şahinin başına, Düşecek şemmeler hep o kavrulan döşüne. Renk gelecek eşyaya dökülen yağmur ile, Nasipsizler göremez bu sözler hep nafile. Olsun! Yine Şahin’e söylenir bu sözlerim Bu gün geldim de gördüm yenisini özlerim. Ömer Celep (Taşova,16.05. 2007) *******Ve aynı zamanda yaylanın güzelliklerini ve bu ilkbahar mevsiminde tabiatın ne kadar müthiş güzelliklerle dolu olduğunu bir sanatçı, bir şair ve edebiyatçı diliyle anlattı, tasvir etti.Bunun üzerine “O kadar anlattın ki şimdi kalkıp Şahin yaylasına çıkmak geldi içimden, ama bugün geç oldu, inşallah en kısa sürede oraya çıkacağım” dedim.Ertesi gün Esençay istikametindeki bazı köy okullarına uğradıktan sonra öğleye yakın saatlerde Esençay İlköğretim Okulunu ziyaret ettim. Bilahare okul müdürümüzle birlikte Esençay Belediye Başkanı İlhan Arduç’u makamında ziyaret ettik. Çayımızı kahvemizi içip bir müddet sohbet ettikten sonra kendisinden müsaade istememiz üzerine İlhan Başkan “Hocam gelmek elinizde ama gitmek elinizde değil, bugün benim misafirimsiniz öğle yemeğini birlikte yaylada yiyeceğiz” dedi. Anlaşılan Başkan hazırlık yapmak üzere elemanlarını çoktan yaylaya göndermişti, vakit kaybetmeden hemen hareket ettik ve Şahin yaylasına çıktık.Gerçekten müthiş bir manzara, müthiş bir güzellik. Yaylanın yüzü baştan başa beyaz ve sarı papatyalar, çiğdemler, menekşeler ve adını bilmediğim binbir türlü çiçeklerle kaplıydı. Böylesine güzel bir ilkbahar gününün güzelliğini anlatmaya gerçekten sözcükler yetersiz kalıyordu.İlhan Başkanın vaktiyle göl kıyısında bir iskele üzerine kurduğu ve misafirlerini ağırladığı ahşap platformda oturup, sohbetiumize kaldığımız yerden devam ettik.O güne kadar İlhan Başkanın sanat yönünü bilmiyordum, cebinden çıkardığı kağıtlardan daha önce yazdığı dizeler ve özlü sözlerden örnekler okudu.Şiirden, edebiyattan, sanattan, siyasetten, ekonomiden, eğitimden konuştuk sohbet ettik.Bu arada öğle yemeğimiz hazırlanmış, haber verdiler ve yaylanın güney yamacında sessizce akan Kiraz pınarına vardığımızda soframız hazırdı.Menüde alabalık, salata ve karpuz vardı, tarifsiz güzellikler ve yeşillikler içinde öğle yemeğimizi yedik, çayımızı yudumladık. İşte, o gün de Şahin yaylasının bu güzelliklerini tasvir eden bir şiir yazmak gelmişti içimden, ama yine bugüne kadar kısmet olmadı. ******Nihayet, 09 Kasım 2007 günü Amasya Valimiz Sayın M.Celalettin LEKESİZ’in ilçemize ve Esençay beldesine önceden planlanmış bir ziyareti vardı.O gün Vali Beyi ve beraberindeki heyeti İlçemiz Kaymakamı Özkan DEMİREL ve diğer kurum temsilcileriyle birlikte karşıladık.Vali Bey ve beraberindeki heyet Esençay istikametindeki bazı köylerde ve Esençay beldesinde yapılan alt yapı çalışmalarını ve meyvecilik alanında yapılan projeleri yerinde görüp incelemelerde bulundular, okulları ziyaret ettiler.Akşama yakın saatlerde Vali Bey ve mahiyetindekilerle birlikte Şahin yaylasına çıktık.Sonbahardan bir gün ve şehirde normal bir iklim vardı.İlkbaharda rengarenk çiçekler içinde bıraktığım Şahin yaylasını bu kez bembeyaz karla örtülü buldum.Normalde Taşova şehir merkezine kış mevsiminde bile kar yağmadığı için böyle bir manzarayı hiç beklemiyordum.Vali Bey ve mahiyetindeki heyetle birlikte göl kıyısındaki iskele üzerinde bulunan ahşap platforma geçtiğimizde yöresel börek, çörek, yemiş, meyve ve çaydan oluşan mükellef bir sofra hazırlanmıştı.Bizler bir gurup arkadaş göl kıyısında görevli personelin çay demlemek ve ısınmak için yaktığı çoban ateşini etrafını çevirdik, bir taraftan çayımızı yudumlarken bir taraftan da sohbete daldık.Yine şahin yaylasında müthiş bir manzara vardı, yine onu anlatmaya sözcükler yetersiz kalıyordu. Sohbetimiz esnasında benim şairlik yönümü bilen arkadaşlardan İlçemiz Jandarma Komutanı Yüzbaşı Mehmet ERKUŞ, İlçemiz Emniyet Amiri Özcan YANMAZ ve Valilik Özel Kalem Müdürü Hamdi YANIK “Bu manzaraya yine bir şiir yazarsın” diye takıldılar.Ben de “Şahin yaylası için çoktan beri bir şiir yazmak istiyordum ama bir türlü kısmet olmadı, ama birgün mutlaka yazacağım” dedim.O akşam evime geldiğimde bilgisayarımın başına geçip ilk iki dizeyi yazdığımı bugün hatırlıyorum, nihayet birkaç gün sonra bu şiir doğdu.Şiirseverlere saygılarımla.19/11/2007 yeşilırmak şairi / ali rıza atasoy *Yeşilırmak Şiir Vadisi Grubu*