Ateşten gömleği giyerken beden,
Vuslat, ayrılık rüzgarına yenik düştü.
Bir can parçası mıydı ki giden,
Yaralı gönlüme figan düştü.
Gitme demeye varmadı dilim,
Ben Çerkez’im gardaş, adım Şamil.
Kafkasya’danmış atalarım
Şeyh Şamil’in soyundanım.
İçim sızlar “bu kal ko da lura,”
Kefensiz yatanları incitmekten korkarım.
Fenerisin zifiri gecelerin,
Şiirimde en nadide mısrasın sen.
En güzelisin o efsanelerin,
Ferhat’ın Şirin’in yadısın sen.
En güzel gülüsün gülistanımın,
Gül goncam, ömür çiçeğim söyle
Dargın mısın konuşmaktan körelen gönlüme
Kırgın mısın susmaktan tükenen dilime
Soldun mu figanın kara yazılarında
Niye gözlerin kapısını kapattın öyle
Sus konuşma,
Feza utanmasın duyduklarına.
Hapsetme yakamozları,
Ayın şavkı vursun yanaklarına.
Durdur saatleri,
Kapat şimdi gözlerini.
Bir akşam güneşi olmalısın sen
Yoksa bu kadar yakmazdı hasretin içimi
Bilirsin, her günbatımında dolardı gözlerim
Meğer gidişini düşünürmüş,
Hasretine yanarmış sana bakarken bile
Şimdi o gözler ağlamıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!