Dünya harbi çıktı asrın başında,
Yıkıp geçti kıvılcım şüphesinde.
Osmanlı’da girdi ta en başında,
İttihatçı yedi harp cephesinde.
***
Ateş düştü vatanın her yanına,
Selim’den Türkmen’e ölüm fermanı,
1513 zulüm senesinde.
Acılar içinde hatırat anı,
Har oldu tarihin esamesinde.
***
Padişahtan alındı bu icazet,
Ey! Türk oğlu Türk kızı,
Haydi uyan.
Müslüman Türk evladı! .
Kulak ver duy.
Bu bir çığlık bir sızı,
Bu bozkurtun feryadı.
Bu bildiri, kadın erkek genç ihtiyar herkesi,
Canlı tutsun Türkiye’mi uygarlık yolu için.
Ey! Türk genci kulak ver duy seksen milyon bu sesi;
Oku, bak neler olmuş Atatürk olduğu için.
***
Kurtuluş savaşı, Cumhuriyet, ölçü ayar,
Kapkara bulutlar, korkunç patlama ve kıvılcımlarla,
Kızıl kıyamet kopuyordu yukarıda.
Kulakları sağır edip şakıyan bir gökyüzü,
Ve selden ibaret yer arasında,
İliklerime kadar ıslanmıştım,
Siz, daha yoktunuz.
Tutup geceyi yırtarak ortasından,
Volkan gibi gürleyip yerler yarıldı,
Ateşler saçıp pusudaki ejderha gibi.
***
Bağrından girip korkunç pençeleriyle,
Sarsarak yerin damarlarını söktü,
Hatırla ey İbrahim, adağın var dendi düşünde,
Bir oğul ver, kurban edeceğim demişti hesapsız.
Tanrı buyruğu bu, isyan olmaz, durmalıydı sözünde,
Aldı İsmail’i götürdü beraber itirazsız.
***
O İsmail ki; bir ıssızda Hakka kurban olmaya,
Mart soğuğunda bir akşam üzeri,
Beyaz bir zirvede kıydılar bana.
Henüz solmamışken umut gülleri,
Uzaklarda, kurtlar uluyordu.
***
Yolumuz meçhule gökler üzeri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!