Ne yıldızlara dokunabilirsin
Ne de sevdiklerine
Ay ışığı vurur pencerene karanlığın ortasında
Bir kibrit alevi yakar yüreğini sanki
Kor olur lavlar boşalır gözlerinden
Bir rüzgar eser savurur küllerini
Nerden çıktın karşıma ey insafsız
Öylesine bir dünyada yaşıyordum öylesine
Ne aşkı bilirdim ne sevdayı, yaşardım gamsız
Meğer seni görmekmiş en büyük ayıbım
Nerden buldum seni ey hayırsız
Öylesine kalabalıklar içinde
Yalnızlıkla boğuşmak
Yad ellerde bir dost ararken
Düşmanlarla savaşmak
Seni düşünürken gülmek isteyip de
Hep ağlamak nedir bilir misin?
Şu yalan dünyada dolaştık durduk
Ne yaptıksa olmadı, başaramadık
Kısmet değilmiş bir araya gelemedik
Üzülme sevdiğim cennette kavuşuruz.
Aramızda çok büyük engeller var
Bir gün gelir de düşersem eğer
Kim kaldırır beni, kim bakar yüzüme
Acılarımı unutturur, su serper gönlüme
İstemem bir şey, sen yanımda ol yeter.
İçim yanar, gözyaşım akarsa eğer
Seni ilk gördüğüm an
Gözlerine bakakaldım
Beni etkileyen gözlerindi
Ela gözlerine bakakaldım.
İlk gördüğüm andan beri
Feleğin sürgünüydü buralara gelişim
Bir ben mi mahkumum, bu kara zindanda
Bilmediğim yerlere düşmüşüm
Kayboldum ben bu koca dünyada.
İfademi bile almadılar cezamı verirken
Dünyaya gelmişiz elde olmadan
Bir tadımlık bu hayat, gideceğiz doymadan
Kimi üç- beş kimi otuz dolmadan
Birer birer göçeceğiz biz.
Aylar geçecek yıl olacak
Gözyaşıyla tanıştım seninle beraber
Neden hep sevilen değil de seven terk eder
Anlamadın ki anlamadın, bu gözler seninle güler
Sen gideli ben de yere batası tütüne sığındım.
Canım sıkılır seni hatırladıkça
Borçlu kaldım sana ayrılırken
Veda edemedim, sarılamadım son defa
Kaybetme sakın veresiye defterini
Sana bir şükran borcum kaldı..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!