Çok yoruldum son günlerde, bir mezarda uzandım.
Bir ses duydum derinlerden, birden ayağa kalktım.
Didaktikti, askerceydi biraz kulak kabartım.
Zor olmadı, şaşırmadım, onu hemen tanıdım.
Yine Atsız sesleniyor, bu bir emirdir diyor;
Dinlendiysen ey evladım haydi artık yola çık,
Tek talebin kabul portal daima açık.
Haydi sohbet eyle şimdi bu gün biraz Kür Şad'la
Huzuruna varınca da diz vurmayı unutma...
Bükülen şu zamanda yolculuk yapıyorum,
Göklerden gelen emir, muştu oldu şimdi bak
Kut'lu an geldi çattı tarihler 22 Mart
1983de puslu soğuk bir günde
Güneş gibi doğdu yurda polis özel harekat
Tam 41 yıl oldu sen doğalı ülkede
Zifir, kahır ağır geceler. Sensiz sessiz kimsesiz.
Namlunun ateşi tek aydınlığı. Gümbürtüsü tek sesi.
Terkedilmiş mekanların mistik çehrelerinde bekler oldum seni.
Öylesine çaresiz, öylesine yitik, öylesine dertli.
30 yaşındayım, yüz yıl yaşlandım.
Bir yabancının gözlerinde seni aramaktan yoruldum artık,
Bir gece çıktı geldi efsunuyla Sümeyye,
Öyle güzel vuruldum ki Rönesansım bu evre.
Anka kuşu gibi doğup yuva yaptım göklere,
Esrik olmak için için artık ihtiyacım yok meye.
Söz geçmiyor sineye, kalbin kalemidir bu,
Ey canı candan öte gök tenli latif kadın!
Ey bana Nazlı gelen, nazdan nazarca adın.
Zuhur-ı aşka düştüm sinemi benden aldın,
Aç kalbini beni dinle şimdi sana bu lafzım!
Hangi yazarlara, hangi şairlere sorayım?
Roma'nın kafesinde, hayvan gibi yaşardın.
Yoktu hakkın, statün. Köleydin horlanırdın!
Âl-i Selçuk geldi de rahat bir nefes aldın
Hiç utanman yok mudur? Sen ne dersin ermeni!
Bin yıl geldi de geçti, Malazgirt'ten bu yana.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!