Motorun sırtında, yolun teninde,
Güneş denize düşerken, bir nar tanesi gibi parlayan,
yakamozlara bürünen suyun üstüne.
Ve ansızın... Burnumda: Tuz, iyot, eski tahta iskele,
Çocukluğumun kayalıklarına sinmiş o keskin, ıslak nefes.
Yüzümde: Serin bir dokunuş, alnımdaki teri silen,
Saçlarımı dağıtan, gözlerime denizi getiren,
Sanki denizin soluğu bana değiyor.
Sürüyorum. Zaman gevşemiş bir yay gibi,
Sadece motorun homurtusu, dalganın hışırtısı,
Ve bu rüzgar... Bu hep aynı yere vuran rüzgar,
Sırtımdaki yorgunlukları, şehrin pusunu alıp götüren.
Bu an, işte bu soluk alışverişin tam ortasındaki boşluk,
Sanki dünya durmuş, ben ise onun içinde akıyorum.
Her viraj, ufku biraz daha genişletiyor gözlerime.
Lacivert derinleşiyor, sarı lambalar titriyor kıyıda,
Denizle göğün birleştiği o çizgi, hep uzak, hep çağırıyor.
Gitmek... Sadece gitmek. Varmak değil mesele,
Yolun kendisinde erimek, bu hareketin içinde var olmak.
Asfalt sıcak, lastiğim onu öpüyor,
Her dokunuş, geçip giden bir anın izi.
Bu ne ki? Bu içime dolan genişlik, bu ferahlık?
Sanki bütün ağırlıklarım dökülüyor arkama,
Rüzgara karışıp kayboluyor.
Sadece kemiklerimde motorun titreyişi,
Ciğerlerimde tuzlu havanın serinliği,
Gözlerimde batmakta olan güneşin son kızıllığı.
Ve düşünüyorum: Belki de hayat,
Tam da böyle anlarda saklıdır.
Boşlukta, hareket halinde, hiçbir şeye tutunmadan,
Sadece "olduğun"ve "hissettiğin" o kırılgan saniyelerde.
Bu yol, bu rüzgar, bu koku...
Hepsi bir ağızdan fısıldıyor:
"İşte burdasın. İşte şimdi.
Bu nefes alışın, bu bakışın, bu gidişin içinde,
Her şey anlamını buluyor, sonra da kayboluyor
Bir sonraki virajın ardında."
Ve ben, motosikletin sırtında,
Gün batımının altında, denizin yanı başında,
Sonsuzluğun sadece "şimdi"den ibaret
O incecik, kırılgan, muhteşem çizgisinde,
Tam da yaşadığımı biliyorum.
Tam da bu yüzden,
Tam da bu yüzden sürüyorum.
Kayıt Tarihi : 9.7.2025 12:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!