Sahibini Tanıyan mektup Şiiri - Alim Eken

Alim Eken
152

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Sahibini Tanıyan mektup

Seni yazmayı, hem de bütün okyanuslar hokkamda kuruyuncaya kadar seni yazmayı istiyorum. Bütün beşeriyet seni tanıyıncaya ve seni benim kadar sevinceye ya da önemseyinceye kadar gece demeden, gündüz demeden seni yazmak, seni anlatmak istiyorum.

Bilsinler ki efsaneler hala bitmedi. Son efsane ne Mecnun’un Leyla’sıydı ne de Ferhat’ın Şirin’i ya da Mem’in Zin’i değildi. Yaşanılası, ölünesi dünyada son insan son nefesi verinceye ve alınacak tek bir nefes kalmayıncaya kadar pervasız ve usturupsuzca hiçbir yasak, biçimsellik, imlaya, lisana takılmadan, anlık hatırlamalardaki o tatlı heyecanını sıcacık tadıyla seni anlatmak istiyorum. Biliyorum ki sen aslında hiçbir alfabenin kargacık burgacık harfleriyle betimlenecek kadar basit ve yüzeysel değilsin. Seni tasvir edecek hiçbir alfabe ya da harf maalesef daha insanoğluna ilham edilmedi.

Duruşundaki asalet ve özgüven aslında mahcubiyetinin, sıcakkanlılığının dışsal vurumundan başka bir şey değil. Biliyorum ki seni ilk gören şanslı gözler başının dikliğini, asil duruşunu, tez canlılığını ve öz güveninin değişik bakış açılarıyla yorumlayabilirler. Ne yanılgı. Aman Allah’ım; bir insan bu kadar da bakan kör olabilir mi? Bu kadar da şekilsel ve nesnel düşünceye sahip bağnaz olabilirmi. Güneşe bakarken sadece ışığımı görürüz. Peki ya sıcaklığı, ya yaşamın kaçınılmaz dengesi içindeki kocaman yerini. Görmesek de onun varlığın bilmezmiyiz.

Biliyorum seni anlatmaya kelimelerim aciz kalmakta, harflerim yetmemekte. Lisanımınsa dağarcığı kâfi gelmemekte. Sultanım; isminin telaffuzunda bile inan ki dilimin takati tükenmekte.

Sen yaşamımın kaynağı oldun. İnanıyorum ki ruhum Kâlü Belâ’daki büyük biattan beri deli divane gibi seni arayıp durmuş. Bildiğim bütün lisan-ı beşeriyle yaratıcıya dünya gözüyle seni görmemi sağladığı için şükür ettim. Sıcaklığını, nefesini, tılsımlı bakışlarını, muhabbetimin başlangıç noktası can feda olduğum gamzelerini, huşu dolu samimi sesini yakından görme, dokunma ve duyma şerefine nail olduğum için büyük bir bahtiyarlık ve onur içerisindeyim.

Ey canıma can katan cananım; “Önce can, sonra canan” diyen bahtsız seni tanısaydı emin ol ki yüzbin canı olsa hepsini üst üste koyar ayaklarının altına sererdi. Sonra da o cahilce ve o bencilce kelimeyi bildiği bütün lugatlardan çıkarırdı.

Gülüm; muhabbetim, meylim sanma ki şekilselliğinde. Elbette ki dünyanın en güzel kadını sensin. Ama bil ki güzellik de ahlaki değerler gibi görecedir. Senin güzelliğin aslında içindeki cevherin yansımasındandır. İnsan gibi, dört dörtlük bir insansın. Ne bir fazlan, ne bir eksiğin var.

Biliyorum ki bir insan ömrü neye vefa ederse ancak sana onu verebilir. Ama bil ki elimde olanı ve hatta olmayanı bile sana vermeyi, seninle paylaşmayı istiyorum. Asla kaderime kızmadım. Kaderci bir yapıya sahip olsam da daima ikinci bir şansın varlığına inandım. Çünkü o ikinci şans yoksa büyük adaletten bahsedilemez. Seni bulmuşken, seni kaybetmeye tahammülüm yok. Sen Allah’ın bana verdiği ikinci şansımsın.

Seni çok seviyorum. Ve bu sevdamın kesinlikle ilahi bir yönünün olduğuna inanıyorum. Aksi takdirde Levh-i Mahfuz’dan bahsedilebilinirimiydi. Unutma ki, günlük ve hatta saniyenin bir milyonda bir oranında yeryüzünde yapmış olduğumuz eylemleri sadece ve sadece bizler istiyoruz diye yapmıyoruz. Bu eylemlerin tamamı muhakkak ki Allah’ın iradesi içerisinde gerçekleşir.

O halde sen benim kutsalımsın. Çünkü ilahi bir kudretin neticesinde varlığını bulmuş ve sana kavuşma şerefine ulaşmışım.

Sana daima ilahi bir aşkla bağlı kalacak mahbubun, kölenden sonsuz sevgiler

Alim Eken
Kayıt Tarihi : 14.1.2008 20:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Alim Eken