Kaç kere kaybedebilir bir insan, bir insanı?
Ben seni defalarca kaybettim
kahkahalarımızdan sağır olan o caddenin,
sessizliğimden kalp atışımı duyduğunda kaybettim.
Seni senden sonra,
annem neyin var diye sorduğunda kaybettim.
Ve yine kaybettim seni,
bana söylediğin o şarkıyı bir radyodan duyunca.
Bu kadar mıydı yaşayacağım seni?
Bu kalbimin kovuğuna bile yetmez ki...
Gelsen ya kokunu hatırlayacak kadar.
Bir lahza pay edinebilsem yeniden gülüşünden.
Fazla değil,
yeni yürümeye başlayan bir çocuğun annesine yürürken harcadığı
zaman kadar kalsan kâfi.
Geleceğe götüremiyorsam seni, alıp geçmişe götürsem
mesela çocukluğuma, çocukken sevsem seni.
Bilirim sen çocukları seversin,
belki çocukken daha çok seversin beni.
Misketlerimi paylaşsam seninle,
babamın sokağın başından görünüp gelmesinin heyecanını beraber yaşasak.
Çocukluğuma bari gelsen
söz veriyorum akşam ezanından önce dönersin...
Bilirsin kimseye minnet eylemem
ama sen şu gururumun tek kusurusun.
Sana savaşlar açsam da,
gelsen bir köşede sararım yaralarını.
Çok değilse de seni üzdüğüm kadar severim
sen de beni üzdüğün kadar sev
o zaman gelmeye can atacak ayakların.
Dişimden tırnağımdan artırıp bir şiir aldım sana,
içimdeki özlem tüccarından.
Küçük bir çocuğun bayramlık ayakkabılarını sakladığı gibi yastığımın altında saklıyorum.
Her gün tozunu alıyorum, birkaç damla gözyaşımla
bir gün gelip okumak istersin diye.
Tanırsın beni, hep bir şeylerimi kaybederim odamda
cüzdanımı mesela ya da saatimi.
Ama kaybolanın sen olacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi.
Sadece odamda değil, koskoca bir şehirde aradım seni.
Merhametinden ötürü,
bir sokak köpeğinin tüyleri arasında aradım.
Şarabı çok seviyorsun diye,
bir yudum sarhoşlukta aradım seni.
Sırf seyahat etmeyi çok seviyorsun diye,
bir otobüs biletinde...
Sonunda buldum seni,
bende kalmış bir parça kıyafetinin kokusunda.
Orada öğrendim kokuların katil olabileceğini,
sahibini kaybettikten sonra her koku katildir. Bilemezdim, bilsem
hiç koklayarak öper miydim tenini?
Tenin, hiç bitmeyen yorgunluğumun huzuru.
Hep dinlendiğim yeri, dillendirmek acı veriyor.
Allah’ım! Bu nasıl bir yokoluş...
Kayıt Tarihi : 20.12.2020 12:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!