Zengin ülke idi İran…
Çıkan petrol yanıyordu durmadan!
O ateşi tanrı sanıyordu Mecusi hakan.
Hakanın oğlu doğdu bir canan!
İsmini Selman koydu.
Çocuk günden güne büyüdü.
En iyi alimlerden ders gördü.
Ona da “ateş tanrı dediler…
“Olamaz” dedi”ateş tanrı olamaz”.
Ateş de, su,toprak gibi bir nesne…
Siz yanıldınız doğruyu soralım sahibine.
Bulmalıydı sormalıydı amma, nerede?
Uzatıyordu boşluğa, bakıyordu eline…
Arıyordu bunun için düştü yollara,
Yollar dikenli,yollar engebeliydi.
Sahibini bulmak ise…onun tek dileği idi.
Önce Aya baktı, sonra yıldızlara,sonrada güneşe,
Bunlar basamaklar…
Bunun da bir ötesi olmalıydı.. amma nasıl?
O basamakları nasıl çıkmalıydı?
Günlerce aç susuz yürüdü, sordu araştırdı.
“ Az ötesi bir manastır” dediler.
Belli ki, aradığın yer orası..
Korkarak süzüldü içeriye;
“Hoş geldin” dedi papaz efendi.
Allah’ın evine” Ben.. ben..”dedi,
“Doğruyu sormak için geldim,
Nasıl ulaşırım sahibime”
Uzaklara baktı papaz efendi…
“Ben göremem amma …
Sen görür sorarsın,
Ahir zaman peygamberine…
İsmi Muhammed bakarsın mührüne!
Görünce selamımı söylersin,
“Beni de alsın sahabelerinin arasına”
Yeniden düştü yollara…
Düşe kalka yürüdü kumlarda…
Yollar dikenli,yollar engebeli.
Silahlı adamların eşkıya olduğu besbelli…
Yakaladılar onu, getirdiler köle pazarına.
Sattılar Yahudi tüccarına.
Yahudi nin hurmalıklarında,
Toplardı her gün hurmaları,
Çıkardı hurma ağacına,
Gök yüzünün derinliklerine bakardı.
Bu sonsuzluğun sonunda,
Acaba ne vardı?
Basamakları nasıl çıkmalıydı?
O günde her zamanki gibi,
Topluyordu hurmalarını;
Ağaçların altındaki insanlar,
Bir birlerine anlatıyorlardı…
Duydunuz mu? Mekke’den gelmiş…
İsmi Muhammed imiş,
Ahir zamana peygambermiş,
Ve de, bütün insanlara rehbermiş”
Duyunca onun ismini,
Kaybetti hemen kendisini…
Ağaçtan düştü serildi yere.
“Beni ona götürün” dedi kendine gelince.
“O beni tanır götürür gerçek sahibime!
Benim için ödediğiniz altının,
İki katını verir size.
Yalvardı yakardı Yahudiye,
Birazda alaycı haydi düş önüme,
Geldiler sevgiliye…
Yahudi verdiği altının aldı iki katını.
Sevgiliye bütün kalbi ile bağlandı,
Feyz ve marifetlere ulaştı…
Hızla basamakları çıktı.
O sahibini arıyordu,Ona ulaştı.
“Bizdensiniz” dedi ona sevgili Resul.
“Ehli beytimdensin Ey Selman_ ı Farisi,
Ey Muhib…Ey sevgili kul!
Peygamberimiz Hazreti Muhammet (Sallallahu Aleyhi ve Selem) Efendimizin sevgisine
Kavuşmuş olan SelmanıFarisi radıyallahu anh ‘ın sevgisi gibi
Bizede Allahımız sevgisini versin… Amin!
Kayıt Tarihi : 23.1.2007 11:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!