Ahvâlini seyran ediyordu gidişatının...
Kimliği ve rivayeti hiç bilinmiyordu.
Hoş, bilen de bu beden bu “ben”de değil demiyordu.
Kan damarlarına sirayet etmiş olmalı ki;
Alevlerinin içinde köze durmuştu sicili.
Sahi, neydi künyesi? !
Yiten saadetini sömüren lekesi? !
Küllerinin ağırlığınca kıvranıyordu; beste beste, satır satır…
Yittiği zamanın firari zembereğinde,
Ezberden sırları vardı içinde.
Makamsız, cilasız ve mecrasız…
Sahi, neydi yenilgisi? !
Notasındaki devrik ezgisi? !
İsimsiz adıyla mühürlenmiş hikâyesini kırpıyordu itilmişliği...
Acıyı kanla yıkıyordu izale edilesi sermayesi.
Gözlerine bile neşterdi ya gölgesi;
Her kapıda varlığını, yokluğuna kovardı canlı fosili.
Sahi, hangi eşikte çürüyordu cesedi? !
Fâilsiz cinayetinin adı neydi? !
Kayıt Tarihi : 14.8.2013 13:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Aylin Erdem](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/08/14/sahi-neydi-kunyesi.jpg)
kalemin ve yüreğin susmasın........
keşke hiç kaybetmeseydim...
TÜM YORUMLAR (7)