Sanki çocukluğumu kaybetmiş gibi, son vapuru kaçırmış gibi, tüm mal varlığımı kaybetmiş yapa yalnız kalmış sokağın başında gözleri yaşlı oturan çocuk gibi yorgun yıkılmış vaziyetteyim. Ellerim ayazı yemekten çatlamış ve hala titrek, gözlerim uykusuzluktan şişmiş, Üzerİmden bi asır geçmiş ve ben hala çocukluğumda olduğu gibi çaresiz bitmiş haldeyim...
Peki ya sen? Ne yapıyorsun. Kiminlesin kimlerle gezdin. Neler yaptınız. Okuyormusun bunları. Görünce için gidiyor mu? Bunların hepsi benim için yazılıyor diyormusun arkadaşlarına. Hatırlatıyor mu sana bu yazılar beni,yada gördüğün bi grubu,bi sayfayı begenmekten vazgeçiyormusun hemen.
Tabikide vazgeçiyorsun. Sen benim ömrüm kadar olan sevgiden vazgeçmiş birisin bunlar ne ki senin için? Sen zaten gelmeden gitmeyi, sevmeden sevdirmeyi, ölmeden öldürmeyi çok iyi bilirsin.. bu yazılanlar, yaşattıkların ne ki senin için?
Ellerim titriyor yine,gözlerim buharlaşıyor. Her yer karanlık,gece neden bu kadar sessiz. Hayır! Senin yokluğundan değil bunlar. Ve ben kime konuştuğumu bilmiyorum. Kim bana cevap veriyor. Kulaklarımdaki bu ses. Ne oluyor. Duvarlar benimle konuşuyor sanki, göğsüm daralıyor,nefesim kesiliyor. Nedir bu çaresizlik.
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta