Yol yorgunuyduk, ne kadar güzel olsada Assos ve ne kadar çok parıltısını bıraksada güneş dalgaların üzerine sevgili günlüğüm✍🏻 gece onikide çıkmıştık yola…
Gözlerimizden uyku akıyordu…
Yol uzun değildi, yani Datça kadar yolumuz yoktu Assos’a… İki saatte bir oturmayı bilmeyen ben sıkılıyorum oturmaktan, oğlum mola verelim diye diye sabahın 08:45 inde Assos’a vardık.
Navigasyondan konumu Naci Baba’nın yerine ayarlamıştık, elimizle koymuş gibi bulduk. Teknolojiye akıl sır ermiyor sevgili günlüğüm bilmem anlatabiliyor muyum…
Bir de sürekli ücretli yol ve köprülere çıkıyor ne hikmetse yolumuz 😉
Bir iki hafta öncesine dönersek…Nahit Beyle ilk telefon görüşmemizde isterseniz görüntülü arayıp göstereyim işletmemizi demişti.
Olur tabii sevinirim demiştim.
Sesinin tonunda güven vardı. Görmeye bile gerek yok demişti içimden bir his; sahibi bu kadar emin konuştuktan sonrada dedi aklım; hisse katıldı … Ve bir kez daha yanılmamıştım insanların konuşmalarından yana.
Eh yani yıllardık yazıyoruz kalemle yatıp, kağıtla kalkıyoruz anlayalım artık o kadarda değil mi?
Telefonum watsapptan çaldı aloo dememle birlikte ilk gördüğüm görüntü alabildiğine maviydi Assos ve mavinin bitim yerinde sanki ipekten uzunca ince iple lacivert renk tonunun başlangıcı vardı ki Nahit Bey anlatırken işletmesini ben çoktan hülyalara dalmıştım.
Sonra kaç kişi, kaç gün kalacaksınız deyince yolun öbür tarafındaki yüksekçe yerdeki Bungalovu gösterdi ne yalan söyleyeyim, görür görmez yolun öte tarafındaki Bungalov’uda sevmiştim.
Beklenti yüksek olmayınca sevgili günlüğüm tüm işin, gücün yolunda gidiyor ve konfor peşinden geliyor.
Çok kalabalık işletme helal olsun sahiplerine vallahi helal olsun… Yol boyunca gördüğümüz maşAllah en kalabalık yer…
Yeri güzel, sahipleri ve çalışanları nezaketli fiyatlar ha keza çok iyi… Birileri müşterileri soymaya çalışırken, sinek avlar.
Yarınını düşünen esnaf ise müşteriyi oturtacak boş sandalye arar…
Böyledir bu işler sevgili günlüğüm dürüst olmalı insan dediğin. Bu satırları yaz diyen olmadı bak beni tanımaz etmezler, gönül teşekkürünü kalemiyle etmek istiyor.
Sonuç itibariyle sabah araçtan inipte plajı ve ahşap sandalye aralarında gezinen bir kaç kedinin ayak izinde huzuru görünce, kaçta odaya girebiliriz dedim… Sonra çok acıktım dedim kırk yıllık dostlarımız gibi sıcak kanlı insanlara…Kahvaltı rica etsek deyince sağolsunlar elimi, yüzümü yıkayıncaya kadar yumurtayı sahana kırmışlar ama dedim birden ama yaaaa; saat eyvah dokuz buçuk etkinlik başlayacak yarım saat sonra, yiyemem şimdi siz onları streçleseniz geri geldiğimizde yesek, olur dediler demesine lakin aklım ve kalbim sahanda yumurtada kalmıştı. Birde kedilerin pati izlerindeki huzurda.
Kayıt Tarihi : 20.8.2024 00:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!