Sahaflarda Uzun Bir Gün Ve Kalanlar... Ş ...

A. Esra Yalazan
198

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Bizim mahalledeki caminin geniş avlusu, gazetecilerin ve meşhurların zorunlu akınına uğramadığı zaman etrafını kuşatan kalabalığa, işlek caddeden yükselen trafik gürültüsüne rağmen sakindir. Eğer sabahın henüz lekelenmemiş bir ânında oradan geçerseniz ihtiyar çınarların altında günün başlamasını bekleyen dalgın insanlar görebilirsiniz. O ‘dilsizlere’ eşlik eden kuşlar bile derin bir rüyanın tesirindeymiş gibi sessizdir o saatlerde. Ben günün o taze halini severim. Onlarla aynı hissiyata sahip olduğumu düşünerek nefes almak, geleceği unutan uyurgezerlerin toplu ayinine katılmak gibi geliyor bana. Özlemlerinden, hayallerinden, korkularından uzaklaşmışçasına dünyayı sükûnetle seyre dalıyorlar. Bakışlarında, kendilerini ‘kimsesiz’ bırakacak kadar çok yalnızlığı sevenlerin aldırmazlığı var sanki.

Birkaç gün evvel avluda onlarla biraz oturduktan sonra o mahzun bakışlardan birkaç tanesini itinayla toplayıp cebime koydum. Parkı uzun ve derin bir nehir yatağı gibi ikiye bölen vadinin ucuna kadar yürüdüm. Kalın halatların ucunda sallanan camdan bir topun içine oturunca titremeye başladım. Çocukluğumdan beri hiç geçmeyen yükseklik korkum var benim. Minyatür ağaçları, çocukları, anneleri, köpekleri, seyyar satıcıları yüksekten bir karganın keskin gözleriyle izlerken aklımda tek bir soru vardı; Bu ip aniden kopar ve ben son bir ‘çatırtıyla’ kuru bir ceviz gibi düşüp dağılırsam neler eksik kalır hayatımda. En çok hangisi beni üzer? Evet, biraz tuhafım ama böyle ‘manalı’ soruları bir tek benim aklıma gelmiyor. Malum sonla karşılaşmadan evvel muhtemelen hepimiz eksik kalmaya mahkûm hayatımızın hikâyesini düşlerimizde tamamlamaya çalışıyoruz. Bazen bunun için fazla vaktimizin kalmadığını Tanrı yersiz bir şaka yapar gibi olanca gaddarlığıyla hatırlatıyor. Öyle umutsuz zamanlarda o ‘son’la nasıl, ne zaman karşılaşacağımızı bilememenin kıymetini düşünüp bir süreliğine doğal huzursuzluğumuzu erteliyoruz. Ama yine de hiç beklenmeyen bir anda o kaçınılmaz soruyu sorabiliyoruz; ‘şimdi biterse ne eksik kalır? ’. Böyle bir soruyu sanırım herkes kişisel serüveninin boşluklarında gizlenen arzularla cevaplar. Ve bence hayatı bütünleyen yaşadıklarımızdan ziyade isteklerimizdir. Onlar olmaksızın hayat tamamlanmamış bir resim gibi hep biraz solgun ve eksik kalır çünkü. Ben o gün uçurumun üzerinden geçip giderken arzularımı kışkırtan, çoğaltan insanların yüzlerini gördüm. Kulağıma “korkma, O, sona yaklaştığını ağzından kaçırsa bile geride kalanı zamanını nasıl kullanmak isteyeceğini tam bilmeyeceksin” dediler. Küstah bir aldırmazlıkla omuzlarımı silkip karmaşık düşüncelerle yürümeye devam ettim.


‘Hayalperest olmanın en güzel yanı..’

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta