Bağdat'ta Mansur'un darına hürmet
Eyübe çektirdin zarına hürmet
Yağan yağmur esen yeline hürmet
Kerem eyle perişandır halimiz
Bir asi türedi gayet bed asıl
Birliğe teşviş münkür sofular
Gece gündüz kastimize yelerler
Hakk'ı tanımazlar Hak arıyorlar
Büyüğü küçüğü cümle yalanlar
Büyük küçük bir araya geldiler
Cemalin nuruna muntazır oldum
Kaldır nikabını bir kez efendim
Bir ahd ile bir ikrara bend oldum
Vücud seyrangahım oldu efendim
Gökte hurşit erer zerreyi bilmez
Yarattın münkiri hem verdin gıda
Hakkın mazlumuna zahmet mi kıla
Şol bet feyillerle cennet mi ola
Defteri ameli gel oku zalım
Okursun defteri olursun nadim
Dinle sana bir nasihat edeyim
Ahiretin tedarikin görmeli
Yayla yollarına çöker karanlık
Karada iken bir menzile ermeli
Şeytana uyanlar orada kalır
Çıkar çıkar Anzahar'da salınır
Yel estikçe zülüfleri bölünür
Burda muhiplerin bağrı delinir
Dünya-ahret umudumsun efendim
Vatan tutmuş Anzahar'ın dağını
Ey felek senin elinden
İçmişim ecel meyinden
Evvel ahırı sonundan
Ölmeyince çare yoktur
Çare yoktur kaldım şunda
Turnam gök yüzünde ne hoş süzersin
O hub katarını güzel düzersin
Urumu Türkmeni sen mi gezersin
Gel bizim elleri gez, kerem eyle
Uzatıp başını açmış kanadın
Bir emanet hana kondum göçerim
Bakmaz mısın varlığımdan geçerim
Yükün lali gevher kıymet biçerim
Gene mahluk derki aslın nereli
Bakmaz mısın zat-ı zülal akarım
Metahımız kimse alıp satamaz
Yaman ucuz olduk halkın içinde
Yalvardım yakardım kimse tutmadı
Şimdi gider oldum Çine Maçine
Gönül ördek mevç vuruyu göllerde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!