* Şah Dağı, Kayzerin Gelini

ŞAH DAĞI KAYZERİN GELİNİ
Erciyes,
Şahımsın,
Seyre daldım uzaktan heybetli çehreni
Başın, uruk uruk ak kanatlı güvercin
Dilimde yadigar bir türkünün kavruk tadı
Şahlanır gibiydi doruklarından asi bir küheylan
Gözlerin ya salkım salkım ateşten kehribar damla,
Ya buz mavi, kristal şebnem koylar
Amma velakin,
sen karlarınla mesrursun,
Mesken tutmuşsun göğümü,
yıldızlarımı
bir elimde billur bilyeler misali ay,
Bir elimle çocukluğumun çıngıraklı tekerini
yuvarlıyorum zirvenden aşağı

Erciyes,
Sevdamsın,
ayaz da olsan, yaz da olsan bana.
Ar ederim,
başındaki yaşmağa el uzatmağa
sakınırım gözümden kaşının, kirpiğinin safir telini
Ak duvağın süzülür yamaçlarından aşağı
Kayzerin nazlı gelini
Sultan sazlığımda bekleşir gülüşünü,kuşlar
toplaşır uruk uruk, kanat çırpar, üveyikler
güvercinler, yeşilbaşlar,
dillere destan bir güzelsin, Erciyes,
salınır nazlı nazlı, yedi iklim yedi düvel efsanen
Bir Ahu dilbersin ki Kayzer’in ceylan gelini
efsunun yayılır ovalara bereketli sular misali

Erciyes,şah dağı
Tüm nazarlar sana döner,imrenir.
Kah atıyla şahlanmış heybetli padişahsın,
Kah ak duvaklı taze gelin
kah yaş düşer sürmeli gözlerinden,
kah dökülür düş
Bulutlar okşar tenini göğümden geçerken bir bir
Yiğide mesken olur, asil başın, güzele destan
Kayzere bağdaş kurmuş gibi oturur, ak yaşmaklı anam
Namaza durmuş gibi, selamda beş vakit babam
Seyre daldım gün batarken heybetli çehreni,
öyle uzaktan uzaktan değil, yanı başından

Erciyes, şah dağım, sevdam
Biraz huzur akıyordu gözlerimden, biraz gurur.
Biraz heybet taşıyordu doruklarından biraz umut
Sense bana bakıyordun şefkatli anam gibi,
Yolumu gözleyen sürmeli ceylan gibi,
Gel sığın gölgeme diyordu,
babacan edasıyla ulu bir çınardın
Bense zirvelerini özlüyordum buz mavisi gözlerini
Erciyes,
Biraz huzur akıyordu gözlerimden sana bakarken,
biraz gurur.
tarih akıp gitse de sel gibi köprülerin altından sile süpüre
Sen dölek dur hem yerimde hem göğümde asil, mağrur
Ben hep seyre durayım seni böyle bir ömür
FATMA DOĞAN 06.07.2025/ KAYSERİ