Çok uçurum kenarından döndük bir çırpıda...Çırpınarak hatta çırpılarak omlet olduk sofralara...Birkaç kez düştük hatta, kanadık ölesiye...
Hayat bize sevmek için zamanında fırsat vermedi.Ve sonra zaman geçti çok fırsatlarımız oldu ama biz sevemedik...
Pespembe hayaller kurmaya hiç mi hiç vaktimiz olmadı bizim. Çocuksu duygularımız... oyunlarımız ve oyuncaklarımız, öğretilerimiz bile garip bir
yetişkinlik kokardı.
Çocuktuk ve tarih 80 öncesini yaşıyordu. O günlerde tüm maharet akşam eve
sağ olarak gelebilmekti. Babamızın işten gelişini heyecanla beklerken radyolarda o gün eve gidemeyecek ve çocuklarını göremeyecek olanların sayısını ve isimlerini sayıyordu tek tek...Tarandı bindiğmiz minibüsler, taşlandı, çevrildi çoğu kez bir gece vakti büyükler yüzünden.Bize sevgi yerine
kinler öğretildi daha ilkokula giderken...Öğretmenim koyu bir solcu ailem ise muhafazakardı. İki yüzlü yaşamayı o günlerde öğrendim. Evde dindar sağcı,
okulda solcu...Karıştırdığım zamanlar -çocuktuk işte- şiddetin ne kadar acı
verdiğini öğrendim. Şimdi bazen duvarlarda olan o “Ayşe Kemal’i seviyor” veya “ seni seviyorum aslı” yada “pazara kadar değil mezara kadar” gibi yazılar
yerine o zamanlar başka başka şeyler yazardı duvarlarımızda. Sevgiler başka şeylereydi.
Çocuksu da olsa komşu kızını sevmeyi ayıp bildik... Kaçamak sevgiler besliyorduk bu yüzden. Aynada suratımıza itiraf etsek hani yüzümüz kızaracaktı neredeyse...
Okulda kız arkadaşlarımızın yanına oturamadık...Bedenlerimiz yan yana
gelmedi bir sırada hiç. Bu yüzden bahane oyunlar oynardık tanışsınlar diye.
Bazen kaza süsü verilmiş aşk cinayetleri işlerdi bedenlerimiz. Karanlık basardı ve yalnız olurdu cinayet mahalli... evet, büyüklerimiz bilseydi cinayet sebebi olurdu kaza süsü verilmiş temaslarımız... Şimdilerde çok masum kalacak temaslarımız...
Beynimde ihtilal çağı geldiğinde bu ülke de bir kez daha yaşamıştı ihtilali. Bu
seferde kızdan arkadaş olmaz devrimi yaşıyorduk...”peki ne olur? ” diye sorabilme cesaretimiz vardı artık ama cevabını saklama korkaklığımız hala yaşıyordu. Daha birkaç sene önce kaza süslü temas eden parçalarımız sanki ömür boyu birbirini görmeme cezasına çarptırılmıştı.
Ben kadın vücudunu şimdilerde arka sayfa güzeli olarak basılan fotoğrafların,
manşetlerde gezdiği; benden başka insanların aşk hikayelerinin cinsellik kokan yazılarının büyük puntolarla haber yapıldığı o zamanın meşhur gazetelerinden öğrendim. Ve benim gibi bir gençlik öyle öğrendi kadını yada erkeği...
Ve o gençlik benim yaşımda... Öğrenmeden sınıf geçirdiler... İlerde öğrenirsin dediler...
Öğrendim...
Temelden zayıf yapılmış bir binanın bir gün yıkılacağı gibi insanında hayatta yıkılışını gördüm...
Sağ olun ey benim çocukluk çağımda hayatıma giren insanlar! ! !
SAĞOLUN...!
Kayıt Tarihi : 29.6.2004 23:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Cafer Yılmaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/06/29/sagolun.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!