Başımı döndürmüştü bugün özlem, sanki her şey terse dönmüştü, Güneş batıdan ilk ışığını veriyordu, eski doğum yeri ise doğuydu. ışıklarını silmek için geç olmuştu artık doğuş zamanı yönelmişti doğuya, kendime sordum, özlemin nirengi noktası değişse, önce başını ne yöne çevirsin dediğim anda doğuya dedim oysa güneş batmıştı bile özlemse içimdeki yanış alevini uzatmıştı doğuya doğru.
Kaç özlem bağı bu içimde közleşip küllenme zamanlarını saklayıp, olur olmaz zamanlarda ışıklarını salıyor özlemime doğru.
Şaşkınlık bu ya hangi tulumbadan su içecektim, sevginin doğusu ile batısı arasındaki bağ neydi, şimdi ben ne tarafa baksam ki her yönü özlem, her anım içimdeki kor alevi ile doluşmuş nefes almalar, ben şimdi adımımı nereye atsam ki sabah olsun?
Sağırlaşmış düşünceler sonrası bu şaşkınlık içine gizlice özlemi saklayan, kendime sorgusuz sanki yüreğimi avucumda taşıyorum. Garip bir özlem kavuşması bu, el ve yürek buluşması sanki sevginin eli avuçlarımda, sanki sevginin yüreği bu kendi ritminde, sadece özledim diye bağırsam kim nerede ki duyacak.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,