Sokağın başındaydı sizin ev
Ve bizim sokağa bakardı
Kocaman bir bahçesi vardı
Ayna gibi dört camı
Akşam olunca ışıl ışıl yanardı
Eski bir çınar kadar heybetli
Ve üç katlı
Henüz dumanı üstünde
Yeşil badanalı
Sokağın başındaydı sizin ev
Etrafını kuşatan yüksekçe duvarı
Seni benden kıskanır saklardı
Kocaman bir avlusu vardı,
Kuştan çiçekten böcekten bir avlusu
Elli beş adımda biterdi ancak kokusu…
Sokağın başındaydı sizin ev
Gelinlik kız gibi alımlı
Dönüp dönüp bakardı.
Geçerken
İçimi yakardı bilmezdin…
Sokağın başındaydı sizin ev
Ve bizim sokağa bakardı
Dört penceresi, delikanlı perdesi
Kocaman bir avlusu vardı çevrili
İçinde yeşillikler zeytinlikler kirazlar erikler
Gülen bebeler,
Dört yandan esen cıvıl cıvıl çocuk sesleri
muhakkak hepsi de senin kardeşlerindi
Senin ellerindi yumuk yumuk
Onların ardı sıra düşen
Muhakkak senin gözlerindi
Bahçede top koşturan üzerlerine üşüşen
Ve sendin elbet sendin
Her gün biraz daha büyüyen
Açan ağaç dallarında rengârenk
Dilimdeki alfabe gibi ak pak ve tek
Bakışındı dalları titreten çokçukları coşturan.
Hasretindi beni köşe bucak koşturan
Annenden kalmıştı hep yüzünde ne varsa…
Sokağın başındaydı sizin ev
Gerisi beton yığınıydı Gerisi bom boş arsa
Sağır ve ama
Bilmezdin…
Senin odan benim düşlerime bakardı
Pencerenin biri sönse biri yanardı,
Sabahlara dek, gece karası
Çisil çisil gözlerin
Gözlerime kan gülleri takardı
Sonra içimden yıldızlar kayardı bir yerlere
Görmezdin…
Sokağın başındaydı sizin ev
Mezar taşı gibi başımda…
El edip beni keklerdi.
Henüz yirmi yaşımda
İstanbul’a Küsüp küsüp
Giderdim
Gelmezdin…
Musa MENEKŞE
07.08.08
Kayıt Tarihi : 28.10.2008 00:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!